Dinsel yapıtları sadece para kazanmak için yazan Mozart, Viyana'daki St. Stephen Katedrali'nin orkestra yöneticisi olan Leopold Hofmann'ın 1791 Nisanında hastalanıp yatağa düşmesi üzerine, gelirini arttırabileceği düşüncesiyle, Hofmann'ın yerini almanın yollarını aradı. Bu amaçla, yeniden dinsel müziğe yöneldi. Bu yönelim, doruğa ulaştığı Requiem' iyle noktalanmıştır. 

'Requiem'i Türkçede 'ağıt', yâni bir ölünün ardından, onun anısına seslendirilen bir eser olarak adlandırabiliriz. Mozart'a bu ağıtı, ölen karısı için bir kont sipariş etmişti 1791'de…. Mozart, o günlerde kendisinin etkisini uzun sürede yavaşca gösteren bir zehirin etkisiyle ölüme gittiği düşüncesine saplanmıştı. Nitekim, Requiem aynı zamanda Mozart'ın kendine ağıt olmuş, çünkü tamamlayamadan ölmüştü! Yapıtı daha sonra Mozart'ın taslakları üzerinden, öğrencilerinden Süssmayer tamamladı. Müzik tarihinde kendine önemli yer edinmiş bu yapıtı 21 Şubat akşamı CSO ve Devlet Çoksesli Korosu'ndan dinledik. Orkestrayı, 2009'da Wagner Walküre için ilk kez geldikten sonra, verimi nedeniyle sürekli CSO'dan davet alan Alman şef Raul Grüneis yönetiyordu. Nitekim şefin sadece orkestra değil, koroyla da çok iyi bir iletişim kurduğunu ve büyük emek verdiği seslendirmeden kendisinin de hayli memnun kaldığını gözledik. Büyük çoğunluğu deneyimli üyelerden oluşan Devlet Çoksesli Korosu bu metni kimbilir kaçıncı kez seslendiriyordu. Solist partilerinde de, Antalya DOB'un primadonnası soprano Nurdan Aydın, Ankara DOB solistleri mezzosoprano Ferda Yetişer, tenor Ayhan Uştuk ve bas Erdem Baydar, eserin ruhuna uygun başarılı etkinlik gösterdiler. CSO'nun vokal eserlerde, Ankara dışındaki seslere de yönelmesi yerinde bir uygulama. Böylece dinleyici tanımadığı solistleri de dinleme olanağı buluyor.