HABER

İsviçre saati gibi işleyen senfoni orkestrası D-Marin Festivali'nde

25.08.2016


Paylaş:

D-Marin Festivali bu akşam, muhtemelen kurulduğu yıldan beri ilk kez, dünyanın en prestijli orkestralarından birini Turgutreis’teki büyük sahnesinde konuk edecek. İsviçre’nin en önemli sanat kurumlarından biri olan 1868 doğumlu Zürih Tonhalle Orkestrası bu akşam ve yarın akşam Turgutreis’te, gencecik şefleri Lionel Bringuier yönetiminde iki yıldız soliste eşlik edecek. Bu akşam viyolonselci Gautier Capuçon Dvorak’ın Viyolonsel Konçertosu’nu, yarın akşam ise 'çıplak ayaklı' kemancı Patricia Kopaçinskaya Çaykovski’nin Keman Konçertosu’nu yorumlayacaklar. Orkestra bu akşamki konserin ikinci yarısında Schumann’ın 4. Senfoni’sini, yarı akşamki konserin ikinci yarısında ise Dvorak’ın 8. Senfoni’sini yorumlayacak. Her iki konserin de başlama saati 21.00.
 
Zürih Tonhalle Orkestrası, tıpkı Amsterdam Concertgebouw Orkestrası gibi, adını düzenli konserlerini verdiği mekandan alıyor. Concertgebouw Hollandacada konser salonu anlamına geldiği gibi, Tonhalle de Almancada aynı anlama geliyor. Ama Amsterdam’da orkestrayla salon aynı tarihte kurulmasına rağmen Zürih’te orkestranın 1868’de kurulduğunu, salonun ise 1895’de açıldığını görüyoruz (Ayakkabı kutusu formundaki 1455 kişilik Tonhalle kristalize akustiğiyle meşhur salonların başında gelir).

Friedrich Hegar tarafından kurulduktan sonra 1906-49 yılları arasında Volkmar Andrea tarafından yönetilen Zürih Tonhalle Orkestrası, Hans Rosbaud, Rudolf Kempe, Charles Dutoit, Christoph Eschenbach gibi ünlü şefler tarafından düzenli olarak yönetilmesinin ardından, Amerikalı şef David Zinman’ın batonu altına geçti. Zinman’ın 1995-2014 yılları arasında üstlendiği birinci şeflik görevi, Zürih Orkestrası’nın yirmi birinci yüzyıla sağlam ve zinde bir orkestra olarak geçiş yapmasında kilit bir öneme sahiptir. Zinman’ın şefliği altında Zürih Tonhalle Orkestrası hem dünyanın en iyi orkestralarından biri olma konumunu pekiştirdi hem de daha da ilginci, prestijli senfonik topluluklar içinde, klasik ve romantik dönem repertuvarını seslendirirken dönemsel yorum pratiğine en iyi uyum sağlamayı başaran konvansiyonel senfoni orkestrası konumuna ulaştı. Zürih Tonhalle Orkestrası Beethoven, Schumann, Schubert gibi bestecilerin eserlerini yaşadıkları dönemlerde seslendirildikleri gibi günümüzde seslendirebilen nerdeyse yegane senfoni orkestrası hüviyeti kazandı ve bunu da Zinman sayesinde başardı.

 

Yukarıdaki satırlarla ne demek istediğimi daha rahat anlayabilmek için orkestranın Zinman yönetiminde yaptığı Beethoven, Schubert, Schumann, Brahms senfonileri kayıtlarına göz atılması yeterli. Orkestranın bu ses getiren kayıtları yaptığı Arte Nova markası da bu kayıtlar da artık piyasada yok ama RCA firması Zinman’ın orkestranın başından ayrıldığı 2014 yılında çıkardığı Great Symphonies-Zurich Years (Büyük Senfoniler-Zürih Yılları) başlıklı 50 CD’lik kutu setinde David Zinman’ın 1995-2014 yılları arasında Zürih Tonhalle Orkestrası’nı yönettiği bütün önemli senfoni kayıtlarını (Sonraki yıllarda yaptığı Mahler ve Richard Strauss kayıtları dahil) bir araya getirdi. Cüssesine göre gayet uygun fiyata satışa sunulan bu evladiyelik seti internet sitelerinden temin etmeni mümkün.
 
Zürih Tonhalle Orkestrası bir İsviçre orkestrasının tüm özelliklerini üzerinde taşır. İsviçrelilere özgü görev aşkı ve profesyonellik algısının müzik tutkusu ve üstün sanatçılık meziyetiyle bir araya geldiğini düşünün. Sizce de bu birlikteliğin, zihinlere nakşolmaya aday sanatsal sonuçlarının olmaması düşünülebilir mi? Zürih Tonhalle’nin yorumları parlaktır, canlıdır, konturları nettir. Tıkır tıkır işleyen bir İsviçre saatine benzer Zürih Tonhalle, kendinizi kollarına güvenle bırakabileceğiniz deneyimli bir pilot yönetimindeki bir Jumbo jette seyahat etmek gibidir. O jet pilotu 2014 yılına kadar David Zinman’dı. Şimdiyse, orkestrasının başında Turgutreis’e gelen Lionel Bringuier. 29 yaşındaki Nice doğumlu Fransız şef Bringuier’de Zinman’daki kadar deneyim yok belki ama iki yıl içinde sergilediği performans sayesinde, Zürih Tonhalle gibi bir orkestranın başına ne kadar da çok yakıştığını ispat etti. Esa Pekka Salonen’in Los Angeles’da pişirdiği Bringuier, Zinman’dan boşalan Zürih Tonhalle’nin başına geçti. O da şimdilerde, temsilcisi olduğu Fransız estetiğini, Zinman’ın orkestraya kazandırdığı Amerikan tarzı parlatılmış çalımla hemhal etmenin peşinde.
 


Zürih Orkestrası 2011 yılında Tonhalle’de yönettiği ilk konserin ardından göz koyduğu Bringuier ile 2012 yılında 2014-15 yılından itibaren 4 yıl süreyle geçerli sözleşme yaptı. Klasik müzik dünyasında muhafazakar duruşuyla bilinen, geleneklerine sıkı sıkıya bağlı olan Zürih Tonhalle gibi bir orkestranın 2012 yılında henüz 26 yaşında olan Bringuier gibi bir genci başına getirmesi klasik müzik dünyasında o kadar büyük bir deprem yarattı ki anlatamam. Bu görevlendirme bu kadar genç bir şefin bu kadar önemli bir orkestranın başına son yıllarda ilk kez getirilmiş olması bakımından önemliydi. Bringuier’nin Zürih Tonhalle Orkestrası’nın başına getirilmesi aslında tutuculuğuyla ve deneyime verilen önemle bilinen klasik müzik dünyasında son dönemde ortaya çıkan genç şeflerle çalışma eğiliminin bir parçasıydı (Birmingham Senfoni Orkestrası’nın da geçenlerde 29 yaşındaki Mirga Gražinytė-Tyla ile anlaştığını anımsayalım).
 
Bringuier yeni orkestrasını birinci şef sıfatıyla yönettiği 2014 sonbaharındaki ilk sezon konserinde o kadar beğenilmişti ki, aralarında Salonen, Los Angeles’ın yeni şefi ve aynı zamanda tıpkı Salonen gibi Bringuier’nin mentörlüğünü yapan Gustavo Dudamel ve Los Angeles’taki Walt Disney Salonu’nun mimarı olan Frank Gehry’nin de olduğu İsviçreli izleyiciler konserin sonunda ayağa fırlayıp avuçları patlayana kadar onu ve orkestrayı alkışlamışlardı (Coşku sergilemekten genellikle sakınan İsviçreli konser izleyicisini konser sonunda ayağa kaldırmak kolay değildir). Bendeniz de Lionel Bringuier yönetimindeki Zürih Tonhalle Orkestrası’nı bu yıl Varşova’da yirmincisi düzenlenen Beethoven Paskalya Festivali kapsamında 19 Mart akşamı izledim. Orkestra, Varşova’nın Ulusal Filarmoni Salonu’nda verdiği konserin özellikle ikinci yarısında seslendirdiği Bela Bartok’un Orkestra Konçertosu’nda baş döndürücü bir performans sergiledi, tüm salonca ayakta alkışlandı.

Zürih Tonhalle’nin genel müdürlüğüne, tıpkı Bringuier gibi 2014 yılından itibaren Ilona Schmiel getirildi. Bu göreve getirilmeden önce Bonn Beethoven Festivali’nin genel müdürü olarak tanıdığım Schmiel, dirayetli bir yönetici olmanın yanı sıra Bonn’da görev yaptığı dönemde Türkiye’ye ve Türk müzisyenlere sempatiyle bakan, gençlik orkestralarımızı Deutsche Welle ile işbirliği yaparak festivaline her yıl davet eden, Zürih Tonhalle’nin başına geçer geçmez, Pekinellerin destek verdiği gençlere salonunda konser verdiren, Türk dostu bir müzik profesyoneli. Schmiel’in, bizleri az çok tanıyan bir insan olarak, ülkemizin içinden geçtiği şu zor dönemde, müzisyenlerinin çekincelerini yatıştırdığını ve orkestranın festivale getirilmesinde etkili bir rol oynadığını tahmin ediyorum.
 
Serhan Bali
Turgutreis, Bodrum

BENZER HABERLER

    YORUMLAR


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20