Konser-Opera

Ankara Piyano Festivali'nden Hollandalı kardeşler geçti

05.02.2017


Paylaş:

Yazarımız Ayşe Öktem Ankaralı müzikseverler için güzel bir sürpriz sayılabilecek Ankara Piyano Festivali kapsamında 29 Ocak 2017 akşamı Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Salonu’na konuk olan Hollandalı piyano ikilisi Jussen Kardeşler'in resitali üzerine izlenimlerini aktarıyor.

İki yılı aşan bir süredir Ankara’da Ankara Piyano Festivali başlığıyla bir etkinlik var; bu etkinliğe hiç beklemediğimiz bir anda, beklenmedik ünde virtüozlar geldiler. Geçtiğimiz sezon salonun yarısını dolduramayan Ivo Pogorelich, Arkadi Volodos, Christian Zacharias geldiler, estiler, geçtiler. Bu yıl da kayda değer konserler olmadı değil. Lakin geçen akşam beklemediğimiz bir sürprizle karşılaştık: Lucas ve Arthur Jussen kardeşler. Doğrusu bu kardeşleri tanımıyordum, meğerse birkaç yıldır Avrupa’da kendilerinden söz ettiriyorlarmış; özellikle de 2010 yılında Deutsche Grammophon kayıt firmasıyla anlaştıktan sonra. Konser akşamı piyano repertuarında dört el için bestelenmiş eserler dışında, solo olarak da icrada bulundular.

Lucas & Arthur Jussen kardeşler Romantizmin ağır bastığı bir program hazırlamışlar: Schubert’in ölümünden çok kısa süre önce, 1828 yılında bestelediği iki Romantik yapıt olan ünlü Fa minör Fantezi (op. 103) ile daha az bilinen Lebensstürme (op. 144), diğer bir ifadeyle “yaşamın içindeki çalkantılar” başlığını taşıyan yapıtları icra ettiler. Her iki eserin de gerektirdiği hüznü, dramatik havayı yansıtabildiler. Kardeşlerin yumuşacık tuşeleri, parlak dokunuşları var; Fantezi’deki enerjik, dramatik akorlarda bile yumuşaklıklarından bir şey kaybetmediler.

İlk yarıda kardeşlerden Lucas Jussen Chopin’in Op. 62 iki Noktürn’ünü ve sol minör Balad’ı, aynı pırıl pırıl tuşeyle, yalın, iddiasız biçimde çaldı. İkinci yarının akışının ise bu satırları yazana çok daha etkileyici geldiğini ifade etmek gerek. Francis Poulenc’in sonat formunda, üç bölümlü, oldukça kısa, dört el için bestelediği Sonat’ı (FP 8), ilk bölümünde sıkı ritimlerde enerjik, ikinci bölümde zarif, son bölümde ise parıltılı ama zorlamaya sığınmadan seslendirdiler.

Konserin ikinci yarısında bu kez Arthur Jussen solo olarak İspanyol besteci Enrique Granados’un altı Goyascas’ından Aşk ve Ölüm temalı parçasını lirik, anlam ve duygu dolu, tüy kadar hafif bir tuşeyle seslendirdi. Arthur Jussen çağdaş besteci, caz piyanisti Nikolai Kapustin’in caz ile klasik arasında bir çizgideki 14 eser sayılı Çeşitlemeler'ini kıvrak bir caz piyanisti gibi, güzel çaldı.

Ve programdaki son parça, Ravel’in daha çok orkestra düzenlemesiyle seslendirilen Kaz Ana adlı kısa yapıtının dört el piyano için olan ilk versiyonuydu. Jussen kardeşler tamamen dolu salondan gelen alkışlara karşılık olarak, Fazıl Say’ın kendileri için bestelediğini söyledikleri Gece adlı yapıtını icra ettiler. Kendilerinin ifade ettikleri gibi, oldukça “travmatik” bir geceyi anlatan yapıt, dinamizmiyle, akorlarının ısrarcı ritimleriyle, özgün havasıyla büyük beğeni kazandı. Konser salonlarında dinlemeye alışık olmadığımız eserleri bu çok genç iki başarılı piyanistten dinlemek güzeldi.


BENZER HABERLER

    YORUMLAR


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20