30.05.2022
Çaykovski’nin Yevgeni Onegin operası, kuşkusuz romantik opera denince akla ilk gelenlerdendir. Çaykovski, bu operası için librettoyu Puşkin’in aynı adlı eserine oldukça sadık kalarak hazırlamıştır. 29 Mart 1879 tarihinde Moskova’da ilk temsilini yapan eser, her ne kadar ilk anda büyük bir coşkuyla karşılanmadıysa da kısa süre içinde Avrupa’da özellikle Gustav Mahler’in yönettiği temsiller sayesinde standart repertuvarda yerini almıştır.
New York Metropolitan Operası’nda ilk defa 1919-1920 sezonunda oynanan opera, hemen hemen her 10 yılda bir yeni prodüksiyonla New Yorklu seyircilerin karşısına çıktı.
2013 yılında kaydedilen bu temsil Deborah Warner’ın imzasını taşıyor. Perde açılınca bir Rus evini, kış bahçesini ve ormanı görmek güzel. Özellikle Filippyevna ve Madam Larina evin içindeyken kış bahçesindeki Olga ve Tatyana’nın siluetlerini görüp onların sesini uzaktan duymak açılış sahnesine derinlik katmış. İlk perdede bir tiyatro oyunu şeklinde süregelen reji, sahneler ilerledikçe durağanlaşıyor ve kimi müzikler adeta boş kalıp değerlendirilmiyor. Tatyana’nın mektup sahnesinde bestecinin yazının hızına ve ritmine göre bestelediği pasajlarda mektup yazılmıyor. Bambaşka yerlerde hızlıca yazılıyor. Ayrıca Onegin, karakteri fütursuz, ahlaki değerleri pek olmayan, hatta karaktersiz bir adam olarak çizilmiş. Katılıp katılmamak seyirciye kalmış. Fakat meşhur aryası “Kodga bi zhizn domashnim”den sonra Tatyana’yı dudağından öpmesi ne derece mantıklı, tartışılır bir konu. Dekor ve kostümler oldukça inandırıcı ve eserin final sahnesinin sarayın bir odasında değil de kar yağan bir meydanda geçiyor olması enteresan bir buluş.
Eserin baş rol kahramanı Onegin rolündeki Mariusz Kwiechien, rejisörün görüşleri doğrultusunda inandırıcı bir oyun sergiliyor. Vokal olarak partinin kimi yerleri pes gelmiş intibaı verse de tizlere doğu sesin sıcak bir renk alması ve tınısının güzelliği bunu telafi ediyor. Müzikal söyleyişi ve yaptığı güzel cümlelerle bu rol için tercih edilen bir isim.
Tatyana rolündeki Anna Netrebko, Tatyana rolü için hem vokal hem fiziksel olarak pek inandırıcı değil. Tıpkı Cotrubaş gibi genç kız tınılı dolu bir lirik sopranonun ideal olacağı bu rolde, vokal olarak orta tonlarının parlamaması ve genel olarak kapalı söyleyiş tarzı sese olgun bir ifade veriyor.
Lenski rolündeki Piotr Beczala, günümüzün en önemli tenorlarından biri. Özellikle Lenski rolünde, güzel sesi, müzikal ve bağlı cümleleri, tutkulu fakat gerektiği yerde de melankolik bir şekilde söyleyişi oldukça inandırıcı. Günümüzün, hatta belki de Nicolai Gedda sonrasının en iyi Lenski’lerinden biri.
Özellikle Filippyevna rolündeki Larissa Diadkova ve Larina rolündeki Elena Zaremba güçlü sesleri ve etkili oyunculuklarıyla bu çok önemli yan rollerde harikalar yaratıyorlar.
Prens Gremin rolündeki Alexei Tanovitski ne yazık ki ekibin en zayıf halkası. Sesinin vibrasyonu oldukça sık. Ton tutmada problem yaşıyor ve sesinin armonikleri zayıf. Orta tonlar mat. Eserin en güzel aryalarından biri ne yazık ki keyif vermiyor.
Valery Gergiev yönetimindeki orkestra ustaca bir temsil ortaya çıkarsa da eserin ruhu, duygusallığı, heyecanı her nedense karşı tarafa bir türlü geçemiyor ve temsil güzel, doğru fakat etkilemekten uzak bir hâle dönüşüyor.
Büyük bir prodüksiyon seyretmek isteyen veya Netrebko hayranı olanların alabileceği bir DVD olduğunu düşünüyorum.
Pyotr Ilyiç Çaykovski
Yevgeni Onegin
Valery Gergiev (şef)
New York Metropolitan Operası Orkestrası, Korosu ve Balesi
Deutsche Grammophon, 2014
***