06.08.2022

Başarılı piyano ikilimiz Blanc&Noir’ın üyeleri Selin Şekeranber ve Yudum Çetiner’le, siyah beyaz tuşlar eşliğinde dünü ve bugünü konuştuk.
Sevgili Selin, seninle başlayalım istersen… Müzisyen bir ailenin kızısın. Müziğe başlamanda bunun etkisi olmuştur diye düşünüyorum. Bize piyano eğitimine nasıl başladığını kısaca anlatır mısın?
S.Ş.: Piyano eğitimime Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Erken Müzik Eğitimi Programı’nda sevgili hocam Prof. Namık Sultanov’la başladım. Ortaokul ve liseyi bitirdikten sonra lisans eğitimimi Doç. Zerin Rasul ve Emre Şen’le tamamladım. Yüksek lisans için gittiğim Lozan Devlet Konservatuvarı’nda oda müziği ve solo piyano eğitimimi Prof. Dag Achatz ve Prof. Christian Favre ile tamamladım. Ülkeye dönüşümle beraber Anadolu Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda sanatta yeterlilik çalışmalarımı da Prof. Zöhrap Adıgüzelzade’yle tamamladım.
Daha sonra Yudum’la çalışmalarımıza başladık ve iki piyano üzerine bir oda müziği yüksek lisansı yapmaya karar verdik. Stuttgart Devlet Konservatuvarı’nda sevgili Prof. Hans Peter Stenzl hocamızın sınıfını kazandık ve buradan da mezun olduk. Bu dalda yüksek lisans yapan ilk Türk piyano ikilisiyiz.
Babam Orhan Şekeranber keman sanatçısı, annem Gölge Şekeranber ise solist opera sanatçısı olarak Ankara Devlet Opera ve Balesi’nde yıllarca çalıştılar. Çocukluğum opera binasında geçti diyebilirim. Müzik benim hayatımın hep büyük bir parçası oldu. İkisinin de emeği, sabrı ve sevgisi sayesinde bugün sevdiğim işi yapabilme şansına sahibim.
Sevgili Yudum, şimdi de senden dinleyelim müzik eğitimini…
Y.Ç.: Hacettepe Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda başlayan müzik eğitimime Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde devam ettim. Daha sonra Moskova Çaykovski Konservatuvarı’nın üstün yetenekliler için olan lisesinden mezun oldum. Piyano eğitimi serüvenim Münih’te Hochschule für Musik und Theater’da devam etti, orda hem solistik hem de pedagojik eğitimler alarak iki üniversiteden mezun oldum. Uluslararası bir müzik ortamı olan bu şehir bana çok şey kattı. Birçok iyi müzisyenle tanışma ve müzik yapma şansım oldu, ilk bestelerimi ve düzenlemelerimi tiyatro gruplarıyla çalıştığımız dönemlerde Münih’te yapmaya başladım. Daha sonra Stuttgart’ta Hochschule für Musik und Darstellende Kunst’ta piyano dalında yüksek lisans eğitimimi tamamladım. Sonra Selin’le birlikte oda müziği iki piyano dalında bir yüksek lisans daha yaptık.
Duo Blanc&Noir olarak bir ikili olmaya ne zaman karar verdiniz? Bu fikir nasıl doğdu?
Biz son 10 yıldır kendimizi adadığımız bu yolda, düzenli olarak konserler vermeye ve projeler üretmeye çalışıyoruz. Müzikal yolculuğumuz, 12 yaşımızdayken Bilkent Üniversitesi Müzik ve Sahne Sanatları Fakültesi’nde sevgili hocamız Prof. Namık Sultanov’un sınıfında başladı. Ardından eğitimlerimiz için yollarımız ayrılsa da hep haberleşiyor ve bir gün birlikte çalacağımızı hayal ediyorduk. En sonunda bir program belirledik ve ilk konserimizi yaptık, o günden beri de durmadık.
A.K. Müzik tarafında çıkan ilk albümünüz The Essence of Piano Duo’yu anlatır mısınız? Albümde yer alan Türk eserlerini seçme nedeniniz neydi?
S.Ş.: The Essence of Piano Duo bizim ilk bebeğimiz gibi, yeri her zaman bizim için çok ayrı olacak. Aslında her zamanki gibi çalmaktan çok mutluluk duyduğumuz eserleri seçtik bu albüm için. Türk ve yabancı bestecilerin eserlerini konserlerimizde de her zaman harmanladığımız için, bu albümde de kendimizi ve repertuvar seçimlerimizi yansıtmak istedik. Sevdiğimiz eserlerin iki piyano-dört el için notaları yoktu ama kendi düzenlemelerimizle bu problemi de aştık.
HANDS albümünüzle yine büyük beğeni topladınız. Özellikle Moritz Moszkowski’nin altı farklı ülkeyi anlatan süiti çok sevildi. Ben şahsen konserlerde dinleyicilerin bu kısa parçaları çok sevdiğini gözlemliyorum. Aynı zamanda Mozart’ın piyano sonatının Alla Turca bölümünün Fazıl Say’ın yapmış olduğu caz düzenlemesini siz iki piyano-dört el ile ilk kez kaydettiniz.
Y.Ç.: HANDS albümündeki M. Moszkowski’nin Foreign Parts adlı süiti konser programlarımızın vazgeçilmezi oldu. Ayrıca, bu eserin çok fazla dijital kaydı bulunmadığı için, bir piyano-dört el repertuvarının bir referans kaydı niteliğinde de oldu.
Mozart’ın en zor sanatlarından olan tek iki piyano için olan sonatı, Sergei Rahmaninov’un Vocalise eseri ve Dimitri Şostakoviç’in Concertino’su da albümde yer alan oda müziği eserleri. Ayrıca normalde solo piyano için bestelenmiş olan Mozart/F. Say Alla Turca Jazz eserinin de iki piyano dört el için yaptığımız düzenlemesi de bu albümde yer alıyor. Bu yıl aynı eseri Schott Müzik Yayınevi’nin isteği üzerine bir piyano-dört el için de düzenledik.
Piyano repertuvarında iki piyano ve dört el arasındaki farklılıklar nelerdir? Okuyucularımız için biraz anlatır mısınız?
Y.Ç.: Bazen tek, bazen de iki piyanoyla dört el seslendirilebilen farklı eserler bulunuyor repertuvarımızda. Biz bu durumu “Bazen ev arkadaşıyız ve 88 tuşu paylaşıyoruz, bazen de herkesin kendi evi, yani piyanosu oluyor” şeklinde açıklıyoruz. Ama her iki versiyonda da hedef, çalarken birliktelik hissini ve uyumu yakalamak.
Konserlerde Türk eseriyle ilgili dinleyicilerden nasıl tepkiler alıyorsunuz?
Öncelikle iki Türk kadını olarak dünyanın her köşesinde özgürce müzik yapabiliyorsak, bunu Atatürk’ün önümüze açtığı yolda ilerleyebilme şansına sahip olduğumuz için yapabiliyoruz ve bundan çok gurur duyuyoruz. Yurt dışı konserlerimizde de kendi müziğimiz ve bestecilerimiz bizim için kesinlikle öncelikli. Her konserimizde mutlaka bir Türk eserine yer veriyoruz. Bu eseri icra ederken, başka bir ülkede olsak bile piyanomuzun başında kendimizi evimizde hissediyoruz. Biz okul süremiz boyunca klasik müzik eğitimi aldık, yurt dışında yaşayarak birçok ülkenin kendi bestecilerini evlerinde tanıma, öğrenme sansımız oldu. Fakat kendi değerlerimizin ve müziğimizin yeri bizde çok ayrı. Yurt dışında Türk bestecilerin eserlerini veya Türk müziği eserlerini seslendirdiğinizde her zaman olumlu yorumlar alıyoruz, insanlar çok ilgililer. Yurt dışında verdiğimiz her konserin ardından dinleyiciler genelde çok tanımadıkları, değişik ritimli ve biraz melankolik duyulan bu müziği ve bestecileri soruyorlar, notalarını ve albüm kayıtlarını istiyorlar.
Üçüncü albümünüz OUTSIDE dijital platformda çıkan ilk albümünüz, biraz anlatır mısınız?
Saflığın sembolü olarak hayata geliyoruz, yaşıyoruz, olgunlaşıyoruz, tecrübe ediyoruz, özlüyoruz ve bütün bunlar olurken, bizim kontrolümüzde olmayan, sonradan fark ettiğimiz dinamikleri gözlemliyoruz. OUTSIDE albümünde her anlamda düşüncelerimizin ve bedenimizin özgürlüğü için mücadele verip, özgürlük kavramının anlamını daha da net kazanabilmesi için ifade gücümüzü sanattan aldığımızı anlatmak istedik ve bu yüzden “kutunun” dışına bakmanın önemini göstermek istedik. Albümde Fazıl Say’ın Kumru adlı baladı, Franz Schubert’in Fa Minör Fantezi’si, Zeki Müren’in Şimdi Uzaklardasın adlı eserinin iki piyano için düzenlemesi ve yine Fazıl Say’ın dört el-bir piyano için orijinal eseri Night bulunuyor.

Peki, IMAGINE nasıl doğdu, fikir nasıl gelişti? Kayıt yapmaya nasıl karar verdiniz?
2021 Ocak ayında tamamen kendi bestelerimizden oluşan bu ninni albümünü çıkardık. IMAGINE adlı bu albümü salgın döneminin başlarında farklı ülkelerde ayrı kaldığımız dönem hazırladık. Her ay için bir ninni bulunan, yani 12 parçadan oluşan bir albümdeki eserleri, piyano çalabilen anne ve babaların da hızla öğrenebileceği bir seviyede yazdık. Ayrıca her ay için bir de hikâye yazdık ki her ninninin bir de hikâyesi olsun.
Ninnilerin hikâyelerinin illüstrasyon çalışmalarını Brooklyn’de yaşayan sanatçı Kristiana Pärn hazırladı. Tüm ninnilerin notalarının, hikâyelerin ve görsellerin olduğu kitabımız IMAGINE 2022 yılında yayınlanacak. Bu albümümüzde bize atalarımızdan miras bir sürpriz ninni de bulunuyor, albümdeki tek dört el-bir piyano için düzenlediğimiz bu ninniyi dinleyicilerimizle konserde paylaşacağız.
İkili olarak hedefleriniz neler?
Blanc&Noir olarak bizim misyonumuz, iki kadın müzisyen olarak kendi potansiyelimizi en üst seviyede kullanarak, yapmak istediklerimizi özgür bir şekilde, müzik aracılığıyla gerçekleştirmek. Bunu yapabildiğimiz sürece, birçok genç kıza ve insana hayallerini gerçekleştirebilmeleri için biraz olsun ilham olabilmeyi ve onları müziğimizle motive edebilmeyi umuyoruz. Müzik adına yapmak istediğimiz daha pek çok proje var. Albümlerimizle dünyaya iyi bir enerji yayabilmek en büyük dileklerimizden biri.
Yurt dışı planlarınız var mı?
Sonbaharda Carl Orff Festivali kapsamında Münih Isarphilharmonie, Füssen Festspielhaus Neuswanstein ve Bamberg Konzerthalle de konserlerimiz olacak. Ertelenen Çin ve İtalya turnelerimizi de 2023’te gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Tüm müzikseverler, etkinliklerimizi sosyal mecralardan takip edebilirler ve bizi dijital platformlardan dinleyebilirler.
Bir akademisyen olarak, öğrencilerin senin kariyerinden nasıl etkileniyor sevgili Selin?
S.Ş.: Anadolu Üniversitesi’nde doçent unvanıyla akademik çalışmalarıma altı yıldır devam ediyorum. Öğrencilerime yurt dışı eğitim deneyimlerimi, sahne deneyimlerimi aktarmaya çalışıyorum. Öğretirken öğrenme sürecim de hep devam ediyor. Onlara iyi örnek olmak ve doğru yolu göstermek benim için çok önemli. Ayrıca konservatuvarımızda yüksek lisans ve doktora öğrencilerimiz için de oda müziği çatısı altında iki piyano ve dört el repertuvar dersleri veriyorum. Bu dalda ilerlemek isteyen öğrencilerimiz için de farklı bir kapı açmış oluyoruz.
Farklı ülkelerde yaşıyorsunuz… Bu durum çalışma sisteminizi nasıl etkiliyor? Çalışma düzeninizden bahseder misiniz?
Bir oda müziği grubu için alışıldık bir durum değil farklı ülkelerde yaşamak ama biz bunu hep bir avantaja çevirmeye çalışıyoruz. Sürekli aynı yerde yaşasak ve prova yapma şansımız olsa belki bir rutine girecek olan enerjimizi, konser önceleri buluşup çok konsantre çalışarak hep yüksek tutmaya çalışıyoruz. Ayrıca birlikte, rahat bir uyum içinde çalabilmek için zaten her ikimizin de çok iyi hazırlanmış olması gerekiyor ki her şey bir yapboz gibi yerine otursun. Bu yüzden, tek kalıp çalıştığımız dönemler de çok değerli.
Bu güzel sohbet için çok teşekkür ederim. Çalışmalarınızda başarılar ve alkışı bol konserler diliyorum…
Andante'nin Mayıs 2022 tarihli 187. sayısında yayımlanmıştır.
Blanc&Noir'in Haziran 2022 tarihli beşinci albümleri It's Electric ve sanatçılar hakkında detaylı bilgi için: www.duoblancetnoir.com