10.03.2023

Mart 2022 tarihinden bu yana CSO Ada Ankara'nın Sanat Yönetmenliği görevini sürdüren Ozan Binici; başkentte sanatı geniş kitlelere ulaştırmaya hem başkent Ankara'nın hem de diğer şehirlerden tüm sanatseverlerin katılımlarıyla; sadece başkentimizin değil Türkiye'nin sanat adası olan CSO Ada Ankara'da sanatseverlere yepyeni deneyimler sunan programlar hazırlamaya devam ediyor. 2006-2012 seneleri arası İBB Orkestralar Müdürlüğü'nde aranjör ve öncülüğünde oluşturulan Oda Müziği topluluklarında müzik yönetmenliği, 2012-2016 seneleri arası İstanbul Büyükşehir Belediyesi Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nun Genel Sanat Yönetmeni ve 2016-2021 seneleri arası İBB Kültür A.Ş. Sanat Yönetmenliği görevlerinde bulunan; kültür varlıklarımızın tanıtımı alanına sağladığı değerli katkılarla bilinen, Şerefiye Sarnıcı ve Tekfur Sarayı'nda Uluslararası Erken Dönem ve Barok Konserler ile Oda Müziği ve resital serilerini düzenleyip, sanat yönetmenliğini yapan, çok sayıda beste ve düzenlemelerde imzası olan Ozan Binici'ye sorularımızı yönelttik.
Sayın Binici, sizi daha yakından tanımak isteriz, müzik yolculuğunuz nasıl başladı? İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü öncesi ve sonrası döneminiz hakkında biraz bilgi verebilir misiniz?
Ailemde profesyonel anlamda müzikle ilgilenen kimse olmadı. Ne var ki; nitelikli her tür müziğin devamlı olarak ses bulduğu bir ev ortamında ve yakın çevrede büyüdüm. Evimizden müzik sesi hiç eksilmezdi. Radyo sabahtan geceye değin çalardı. Bir hususta oldukça şanslıydım da. Çoksesli müzik ve geleneksel musikimiz adına epey geniş bir aile diskoteğimiz vardı. Bir dönem oldukça nitelikli olan bu kayıtları dinleyerek otodidakt bir şekilde kendimi yetiştirdim diyebilirim. Müziğe profesyonel düzlemde eğilimimse ilk müzik öğretmenim Mehmet Taşpınar’ın yönlendirmesi sonucu konservatuvar eğitimiyle eş zamanlı olarak başladı. İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Müziği Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü'nü kazandım. Burada hem çok sesli müzik, hem caz hem de geleneksel musiki üzerine kıymetli hocalarla çalışma şansım oldu. Pek çok sahada öğrenim görmek beraberinde çeşitlilik getiriyor. Bu anlamda kendimi bir hayli şanslı görüyorum. Mezuniyetim sonrası İBB Şehir Orkestraları Müdürlüğü’nde aranjör ve sonrasında kurucu müzik yönetmenliğini üstlendiğim Oda Müziği Birimi'nin yöneticiliğini yaptım. Bunu Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmenliği ve ardından İBB Kültür A.Ş.’nin sanat yönetmenliğini üstlendiğim süreç takip etti. İnsanın yaşadığı coğrafyayı bilmesinin, bastığı toprağı tanımasının mühim olduğunu düşünürüm. Ben de bu fikirden hareketle Kültür Varlıklarının Korunması ve Belgelenmesi alanında edinmiş olduğum yüksek lisans öğreniminin bana vermiş olduğu bilinç ve donanımla İstanbul’da restorasyonu tamamlanan Şerefiye Sarnıcı ve Tekfur Sarayı gibi kültür varlıklarımızın kültür turizmine katılımı konusunda çalışmalarda bulundum. Bu miraslarımızı kültür sanat etkinliklerine açmak konusundaki fikrim desteklendi ve ben de Şerefiye Sarnıcı’nda Uluslararası Erken Dönem ve Barok Konserler Serisi düzenledim. Bu serilere dünyanın önde gelen sanatçılarını, akademisyenlerini davet ettim. Salt İstanbul’da değil dünya çapında ses getiren bu konserler hem yerli hem yabancı turistlerin Şerefiye Sarnıcı’na olan ilgisini mühim oranda artırdı. Büyük bir ilgiyi doğurdu. Keza pandemi sürecinde Tekfur Sarayı Avlusu'nda düzenlenen ve sanat yönetmenliğini yaptığım klasik müzik konserleri dijital yayınlarla sosyal medya üzerinden dünyanın pek çok köşesinden takip edildi. Bunlara ilaveten başta Kadıköy olmak üzere İstanbul Kitapçıları’nda düzenlediğim Kahve Konserleri beş yıl boyunca önemli bir ilginin muhatabı oldu. 1 Mart 2022 itibariyle CSO Ada Ankara’nın sanat yönetmenliği görevini ifa etmekteyim.
CSO Ada Ankara'daki görevinize kadar olan süreçte İstanbullu sanatseverlerin yakından beğeniyle takip ettiği pek çok önemli işlere imza attınız, bir süredir ise Ankara'dasınız.. Sadece şehir bağlamında; İstanbul ve Ankara seyircisine dair izlenimlerinizde bir takım detay farklar var mı? Müzik türü öncelikleri, seçim tercihleri, katılım oranları hakkında neler söylersiniz?
Hem Ankara hem İstanbul’un kültür ve sanata bakış profili mühim benzerlikler gösteriyor. Hatta karma bir dinleyici kitlesi mevcut diyebiliriz de. İstanbul’da Cemal Reşit Rey Konser Salonu Genel Sanat Yönetmenliği görevinde bulunduğum süreçte konserlere Ankara’dan katılım gösteren pek çok sanatsever oluyordu. Sadece konser dinlemek için gelen mühim nispette sanatsever. Benzer durumu başkentimizde de gözlemliyorum. CSO Ada Ankara’ya İstanbul’dan salt konser dinlemeye gelen çok sayıda sanatsever oluyor. Ayrıca; her iki kentte de yerleşik olan ya da sıklıkla birinden diğerine seyahat eden kalabalık bir nüfus var. Birbiriyle etkileşimi fazla iki kentten bahsediyoruz. Bu bağlamda her iki şehrin şemasını çizdiğimizde ortak elemanı çok iki kent görüyoruz. Şu hususu da bilhassa vurgulamak isterim: Özellikle klasik müzik sahasında CSO Ada Ankara’ya davet ettiğimiz pek çok sanatçı; genç ve müziği okuyan bir seyirci kitlesiyle karşılaşınca, duydukları heyecanı şaşkınlıkla dile getiriyor.
Ozan Binici
CSO Ada Ankara'nın 2022-23 Sezonunda; niteliği yüksek, tutarlı ve incelikli seçimler yer alıyor ve harika çocuk programları da dikkat çekici! Oldukça yoğun olan yeni sezon programınızı hazırlarken nasıl bir yöntemle ilerlediniz, sizden duymak isteriz.
Klasik müzik alanında tüm alt türleriyle çeşitli bileşim ve tarzda; Erken Dönem ve Barok’tan çağdaş ve deneysel müziğe uzanan zaman aralığını içeren seriler hazırladık. Dünyanın en saygın orkestra, topluluk ve sanatçılarıyla geliştirdiğimiz konsept projeler ve “yerleşik orkestra,” “yerleşik sanatçı” gibi sıfatlarla oluşturduğumuz özgün iş birlikleriyle hazırladığımız programlar sunuyoruz. Müziğin her türüne yer vermenin yanı sıra disiplinler arası etkileşimin oluşturduğu kültürel harmanı yansıtan bir çizgiyi önemsiyoruz. “Başkentin kültür ve sanat adası” mottosuyla çıktığımız yolculuğumuzda geleneksel unsurlarımızı evrensel dinamiklerle buluşturan çeşitli kültür varlıklarını içeren program paleti sunuyoruz. Müzikli çocuk oyunlarıyla hem çocuklarımızla eğleniyor hem beraber yeni şeyler keşfediyor, öğreniyoruz. Bu sezon sunacağımız yeni bir serimiz de Somut Olmayan Kültürel Miras. Bu bağlamda Karagöz, Meddah, Ebru Sanatı, zekâ ve strateji oyunu Mangala, topaç yapma gibi kültür varlıklarımızı içeren temsiller gerçekleştiriyor, atölyeler düzenliyor, kültür varlıklarımız konusunda farkındalık aşılıyor, bu kültürümüzü gelecek kuşaklara aktarıyoruz.
Peki, Oda Müziği ve resitaller serisine olan ilgi nasıl? Bu seride yer alan konserler tüm sezon programının yüzde kaçını oluşturuyor diyebiliriz?
Tüm dünyada Oda Müziği konserleri ve resitaller sadece bu sahada düzenlenen faaliyetlere sahne olan kültür merkezleri için olmasa da çok amaçlı büyük kapasiteye sahip kültür merkezlerinde oldukça ünlü bir isim olmaması halinde az ilgi gören alan olarak dile getirilir. Ticari olarak da bakıldığında pek tercih edilmez doğrusunu söylemek gerekirse. İzlencelerde az oranda yer tutar. Oda Müziği ve resitallerin ayrı bir yeri olduğuna, dinleyene derin kazanımlar verdiğine inanırım. Felix Mendelssohn “Oda Müziği dostlar arasında yapılan özel ve derin bir muhabbettir” demiş. Müzikseverlerin bu derinlikli sohbetten öğreneceği çok şey olduğunu düşünüyorum. Oda Müziği ve Resital serisi CSO Ada Ankara’nın sezon izlencesinin çok çeşitliliği içerisinde önemli bir periyodu kapsamakta. Konserlerimizde anılan seri içinde hatırı sayılır bir katılımın olduğunu gözlemliyoruz. Öyle ki 2023 kişilik Ana Salon'umuzda neredeyse tüm biletleri tükenmekte olan Oda Müziği konserlerinin olması da mutluluk verici doğrusu.
Elbette yeni sezonun tüm programını saymamız mümkün değil, ancak sanatseverlere bir çağrı mahiyetinde, asla kaçırmamaları gereken konserlerden biraz bahseder misiniz?
Geçtiğimiz sene 40. sanat yılını kutlayan, dünyanın prestijli Barok topluluklarından; başta Grammy olmak üzere pek çok uluslararası kayıt ödülü sahibi Akademie Für Alte Musik Berlin, CSO Ada Ankara’nın “Misafir Yerleşik Orkestrası” sıfatıyla yıl içinde seri konserler verecek. Keza; Almanya’nın uluslararası sahnelerdeki en başarılı seslerinden yıldız soprano Mojca Erdmann da CSO Ada Ankara’nın “Misafir Yerleşik Sanatçısı“ olarak seri konserler vermek üzere başkentimize CSO Ada Ankara’ya gelecek bir diğer isim. İngiltere’nin ve dünyanın en sevilen oda orkestralarından Academy of Saint Martin in the Fields, Londra Senfoni Orkestrası’nın lideri, birinci kemancısı Roman Simovic’in solistliğinde; Dimitri Kantemir’in ölümünün 300. yılı vesilesiyle Osmanlı döneminden bizlere gelen birbirinden güzel şarkı ve bestelerin seslendirileceği konserle Jordi Savall ve Hesperion XXI ve Londra’daki dünyaca ünlü Wigmore Hall’un yöneticisi John Gilhooly tarafından kurulan Wigmore Solistleri CSO Ada Ankara’da seri konserler verecek. Vurguladığınız gibi tüm takvim içerisinden seçim yapmak çok güç. Lakin yerleşik sanatçı ve yerleşik orkestra gibi sıfatlar altında kurguladığımız ve Wigmore Hall Oda Müziği Topluluğu ile yürüttüğümüz düzenli konser serilerine ayrı bir dikkat çekmek isterim.
Gelecek sezona dair biraz ipucu verebilir misiniz?
Dünyanın en önde gelen orkestra, topluluk ve sanatçılarıyla geliştirdiğimiz konsept projeler ve yerleşik orkestra, yerleşik sanatçı gibi sıfatlarla oluşturduğumuz özgün iş birlikleri devam edecek.
Nasıl bir yönetim ve karar alma anlayınız var?
Dünya kültür-sanat yaşantısını yakından takip ediyorum. Farklı ülkelerdeki konser salonları, kültür merkezlerinde, kayıt firmalarında neler oluyor an be an izler, her fırsatta yerinde gözlemlemeye itina gösteririm. Konser salonları ve kayıt firmalarının yöneticileriyle sohbetler eder, çeşitli ülkelerden sanatçı dostlarımla fikir alışverişinde bulunur, zaman zaman ortak projeler yapmaya önem veririm. Konvansiyonelden güncel akımlara, yediden yetmişe her sanatsevere hitap eden çeşitli izlerin sezon izlencesinde yer bulmasının mühim olduğunu düşünüyorum.
Tarihi Salon, Mavi Salon ve Ana Salon... CSO Ada Ankara'nın salonlarını bir de sizin bakış açınızdan dinleyebilir miyiz?
Başkentimizin ve ülkemizin en önemli dinamiklerinden olan ve dünya kültür hayatına yön veren CSO Ada Ankara global kültür yaşantısının en gözde, en dikkat çeken unsurlarından. Modern çizgisi ve kentsel boyutu ile kültür bölgelerini bütünleştirmeyi amaç edinen bir kültür yapısı. CSO Ada Ankara küre biçiminde tasarlanan salonlar, prizma biçimindeki kuvvetli gövdesiyle adeta gölden yükselir ve başını kaldırır. Bu yükseliş Ankara’nın iki önemli mihenk taşı olan Anıtkabir ve Kale’nin karşılıklı söyleşisine katılarak kentsel mekâna dönüşür. Son teknolojiyle donatılmış ve muhteşem akustik yapısıyla zenginleştirilmiş, izleyici bölümü 360 derecelik izleme imkânı sunan üzüm bağı modeli şeklinde tasarlanıp inşa edilmiş olan Ana Salon, 2023 kişilik koltuk kapasitesiyle çok geniş izleyici kitlelerini ağırlayacak yapıda. Adını renginden alan ve 512 kişilik koltuk kapasitesi bulunan Mavi Salon, başta Oda Müziği, resital, konferans, söyleşi, tiyatro ve çocuk etkinlikleri olmak üzere geniş yelpazede etkinliklere sahne olmakta. Kültür ve sanat hayatımızın eşsiz bir kültür varlığı ve okulu olan; 60 yıla yakın bir süre Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın konserlerine ev sahipliği yapan, geçirdiği restorasyonun ardından 2021'de dinleyenleriyle tekrar buluşan CSO Ada Ankara’nın önemli bir yüzü, 683 koltuk kapasiteli CSO Tarihi Salon ise kültür sanat yaşantımızda fevkalade mühim bir yer tutmakta.
Okurlarımıza yönelik son sözlerinizi rica edebilir miyiz?
CSO Ada Ankara’da buluşmak dileğiyle.
Ozan Binici'nin Beste ve Düzenlemeleri
İTÜ Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı Kompozisyon Bölümü'nden mezun olan Ozan Binici, Türk Müziği Çalgıları ve Oda Orkestrası için 6 Halk Türküsü Düzenlemesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Belediye Bandosu'nun siparişi üzerine 4 Halk Türküsü Düzenlemesi, Dört El Piyano için Türk Halk Dansı üzerine Çeşitlemeler, Klarnet ve Piyano için Noktürn, Solo Piyano için Küçük Süit, Solo Piyano için Bagatel, Üsküdar (Ses, Piyano ve Oda Orkestrası İçin Rapsodi), Yine Bir Gülnihal Teması üzerine Varyasyon, Sen Bu Yaylaları Yaylıyamazsun Trabzon Türküsü (Flüt, Obua, Klarnet, Korno ve Fagot için Düzenlemesi), Çeçen Kızı (Hüseyni Oyun Havası) Flüt, Arp ve Klasik Kemençe için Düzenlemesi, Eine Kleine NachtMusik (Küçük Bir Gece Müziği) Sol Majör Yaylı Çalgılar Serenadı No13 KV 525 W.A.Mozart (Flüt, Obua, Klarinet ve Fagot için Düzenlemesi), Solo Flüt için Tasviri Müzik, Bir Tema üzerine Varyasyonlar, iki Lied (Çocuklar için ), Vatan Marşı (Çocuklar için), Ud ve Kanun için Hicaz Makamında Envansiyon, Tanburi Cemil Bey Üslubunda Ferahfeza Makamında Saz Semaisi, Acemasiran Makamında Klasik Takım, Sultaniyegah Longa, Tekirdağ Yöresi için Karşılama, Kütahya Yöresi için düzenlemelere imza attı.
Ozan Binici; her Cuma 10.00-11.00 saatleri arasında TRT Radyo 3’te yayınlanan Dünya Sahne ve Stüdyoları’ndan programını hazırlayıp sunmaktadır. Ayrıca Trakya Üniversitesi Radyosu Radyo Günebakan’da ise, 2021 Mayıs ayından bu yana Klasik Zaman İçinde adlı programı müzikolog Ersin Antep’le beraber hazırlayıp sunmaktadır.
Geleneksel Japon şiir türü Haiku'ya özel ilgisi olan Ozan Binici'den Andante okuyucularına özel iki Haiku:
Dolunay- gölü
Ayna tutmuş yüzüne
Gözü üstümde
Yelin Soluğu
Topraktaki hışırtı
Güz rubaisi