29.03.2023
İlk temsilini 25 Ocak 1909 yılında Dresden’de yapan opera, Strauss ve Hoffmansthal’ın efsanevi iş birlikteliğinin ilk eseridir. Elektra operası, kaynağını aldığı Yunan mitolojisindeki halinden oldukça modern ve ekspresyonist bir şekilde yeniden yorumlanmıştır. Her ne kadar Strauss’un Elektra’dan bir önce bestelediği Salome ile Elektra’nın birbirine çok benzediği düşünülse de bu sadece yüzeysel bir yaklaşımdır. Süre olarak birbirine yakın olan iki eser, müzikal anlatım olarak birbirine taban tabana zıttır. Elektra’nın orkestrasyonu çok daha geniş (111 kişilik bir orkestra) müziği çok daha sert, katı ve disonant armoniliyken, Salome ise çok daha egzotik ve şehvetlidir. Salome’nin teması şehvet iken, Elektra’nınki intikamdır. Özellikle müzikal olarak Klytämnestra’nın kabus sahnesi apayrı bir yerdedir. Strauss, akli yönden dengesiz olan annesinin, kendisinde yarattığı ruhi durumu ve iç çatışmasını, her ne kadar hayatı boyunca soğuk duruşuyla saklamaya çalışmış olsa da bu esere katmıştır.
1989 yılında Viyana Operası’ndan kaydedilen bu DVD, zamanının önemli sanatçılarını bir araya getiriyor. Genel olarak çok karanlık olan sahnede Agamemnon’un dev boyutlardaki heykelinin sadece ayak ve bacak bölümü ve de yere devrilmiş kafası dekor olarak kullanılmış. Heykeli devirmek için kullanılan ipler sahnelemede oldukça etkin. Kostümler dönemsiz, Crysothemis’in koyu renk kostümünün içindeki şehvetini simgeleyen elbisenin kırmızı rengi hariç hep mat tonlarda. Viyana izleyicisi, yaratıcı ekibi özellikle de rejisör Harry Kupfer’i eserin sonunda acımasızca yuhalıyor.
Eserin baş rolündeki Eva Marton, neredeyse opera repertuvarının en zor rollerinden biri olan Elektra’yı büyük bir tamperman ve kuvvet ile canlandırıyor. Gerek tiz, gerekse pes tonlarda hiçbir zorlanma yaşamıyor. Fakat karakterizasyonu da ses rengi gibi soğuk. Özellikle piano söylenmesi gereken “Orest” sahnesinde müzikalitesi nüanssız kalıyor ve Strauss’un istediği piano tonlar forteye yakın söyleniyor. Fakat yine de böylesi zor bir rolü sonuna kadar gücünden bir şey kaybetmeden söylemek büyük bir başarı.
Chrysothemis rolündeki Cheryl Studer eserin en zayıf halkası. Oldukça sık vibrasyon aralığına sahip sesi bu rol için çok küçük ve hafif kalmış. Özellikle “Ich kan nicht sitzen”de entonasyon sorunları yaşıyor. Oyunculuğu rahatsız edecek derecede abartılı. Kafasını durmaksızın sağa sola, arkaya, öne sallaması ve gereğinden fazla büyük oyunculuğu bir müddet sonra göze batıyor.
Klytemnestra rolü, bir aktris şarkıcı için mükemmel bir rol. Fakat ne yazık ki bu fırsat Brigitte Fassbaender tarafından yeterince iyi değerlendirilemiyor. Neredeyse bir kontralto için yazılmış bu parti için Fassbaender’in sesi oldukça volümsüz ve pes tonları yetersiz kalıyor. Oyunculuk olarak da aynı oranda heyecansız. Bu rolün belki de en önemli temsilcilerinden Astrid Varnay veya Regina Resnik ile arasında oldukça büyük bir fark var.
Orest rolündeki Franz Grundheber güzel ses rengiyle inandırıcı, Aegist rolünde James King’in bu küçük rolde olması seyirciler için adeta bir lüks.
Claudio Abbado orkestrayı oldukça dinamik yönetiyor. Bir çok canlı kayıtta duyulmayan nüanslar oldukça net duyuluyor.
Gerçekten uygun sesler ve tutkulu bir oyunculukla çok çarpıcı ve etkileyici olan bu opera ne yazık ki bu kayıtta oldukça sıradan ve etkileyicilikten uzak olarak karşımıza çıkıyor. Her ne kadar Birgit Nilsson’un son dönemleri de olsa Metropolitan Operası’ndan kaydedilmiş DVD çok daha çarpıcı ve etkileyici.
Richard Strauss
Elektra
Cheryl Studer, Brigitte Fassbaender, Eva Marton
Viyana Devlet Operası Korosu ve Orkestrası, Claudio Abbado
Arthaus Musik
**