Konser-Opera

Kadınlar Yeterince Bekledi, Artık Sahne Vakti

16.06.2023


Paylaş:

51. İstanbul Müzik Festivali, 14 Haziran 2023 Çarşamba akşamı üç cesur kadın hikâyesinin müzikle buluştuğu bir konsere imza attı. Kassia, Suat Derviş ve Şahmeran’ı konu edinen üç eser, Kadınlar Yeterince Bekledi adı altında müzikseverlerle buluştu.  
 
Librettolarını günümüz edebiyatının yetkin kalemlerinden Ece Temelkuran’ın yazdığı, Meriç Artaç, Kate Moore ve Aida Shirazi gibi kadın besteciler tarafından bestelenen üç eserin prömiyeri için seçilen mekân ise Yerebatan Sarnıcı oldu. Bu harika konsere şahit olan izleyicilerden biri olarak, konsere dair görüşlerimi kısaca ifade etmek istedim.  
 
They Have Waited Long projesinin Amsterdam’da düzenlenen WonderFeel Festivali'nde yoğun ilgi görmesinin ardından, İstanbul Müzik Festivali projenin ikinci etabı olan Kadınlar Yeterince Bekledi projesi için, üç kadın besteciye üç bölümden oluşan eser siparişinde bulundu. Konserde; besteci Kassia, yazar ve gazeteci Suat Derviş ve dünyaca ünlü efsane kahraman Şahmeran’ı konu alan bu üç eser, Elif Canfeza Gündüz (klasik kemençe), Raphëala Danksamüller (duduk ve kaval), Esra Berkman (kanun), Nemeth Quartet ve hayranlık uyandıran bir sese sahip olan soprano Katharine Dain tarafından seslendirildi.   
 
Müziğe Adanan Bir Ömür: Kassia  
Konser, Aida Shirazi’nin Kassia bestesinin icrasıyla başladı. Eser, Bizans-Yunan kökenli şair, besteci, baş rahibe Kassia’nın İmparator Theofilos’dan aldığı evlenme teklifi sonrasında hissettiklerini konu alıyor. Kemanda Gülen Ege Serter ve Şeniz Serter, viyolada Pınar Basalak, viyolonselde Mutlu Varlık Kocaili’den oluşan Nemeth Quartet konser boyunca sahnede takdire şayan performanslar sergiledi. Elif Canfeza Gündüz’ün ustalıkla icra ettiği kemençe, Kassia’nın hislerine tercüman olmayı başardı.   
 
Kassia’nın kilit kelimesi “hayır” idi. Kassia aldığı evlilik teklifini, ömrünü müziğe adamak için reddeder ve bu reddedilişin sebebini eserinde anlatır:   
 
“Bir evet, doğmamış bütün şiilerimi öldürür.”  
 
Burada müzik ve iktidar arasında bir çatışma görürüz. İmparatorun tahtına bağlı gücüne karşılık Kassia’nın müziğinden gelen gücü çarpışır ve kazanan müzik olur.   


Fotoğraf, Onur Çakın 
 
Kahkahayla Yükselen Ağıt: Suat Derviş 
Konserin ikinci eserinin adandığı önemli kadın, gazeteci ve yazar Suat Derviş idi. Kate Moore tarafından bestelenen eser, Suat Derviş’in İstanbul’da deniz manzaralı bir hastanede, yaşadığı hayatın bir iç muhasebesini yapmasını konu alıyor. Bu iç muhasebe ise kahkahaya yer veren bir ağıt şeklinde idi. 
 
Kulaklarımıza çalınan sesler hikâyeyle müthiş bir uyum içindeydi. Denizden gelen sesler, Suat Derviş’in mavi kimonosuyla dalgın gözlerle düşüncelere dalması (bestecinin kendi notu) garip bir ürperti hissi verdi. Suat Derviş’in görüşleri nedeniyle tutuklandığı cezaevinde düşük yapması, yarı göçebe yaşamı, yalnızlığı, yoksulluğu, kendisi olabilmek ve fikirlerini sonuna kadar savunmak için verdiği mücadele dolu yaşamı kulaklarımızdan içeri doğru süzülmüş oldu.   
 
Kassia’nın “hayır” dediği yerde Suat Derviş “belki” diye sesleniyordu bize. Belki de kendisinden beklendiği gibi yapmalıydı. Belkilerden oluşan pişmanlık ve acı ordusu, müzik vasıtasıyla Suat Derviş’ten seyircilere doğru ilerledi ve yürekleri işgal etti. Tüm bunları bize ulaştıran ise hünerli parmaklarıyla Esra Berkman’ın çaldığı kanundu. Suat Derviş’in pişmanlığını vurgulayan eser, bütün belkilere rağmen farklı bir Suat Derviş’in olamayacağını da bize söylüyordu aslında:

“Kalemi olan bir kadın kontrol altına alınamaz.”  


Fotoğraf, Onur Çakın 
 
Ölmeden Önce Sevgiliye Söylenen Şarkı: Şahmeran 
Konserin son eseri Anadolu kültürünün en esrarengiz mitolojik kahramanlarından biri olan Şahmeran’dı. Miraç Artaç’ın bestelediği Şahmeran, aşk ve ihanet arasındaki gerginliği ustalıkla aktardı. Sadece sözlerle değil, yaylı dörtlüsünün kullanımı, sopranonun “s” seslerine yaptığı vurgular, Raphëala Danksagmüller’in çaldığı duduk ve kavaldan çıkardığı seslerle birlikte Şahmeran’ın atmosferindeydik. Burada Yerebatan Sarnıcı’nın verdiği gücü de arkasına alan Şahmeran, ürkütücü bir trajediye dönüştü.  
 
Seyircilere ulaşan bilindik bir efsaneydi. Yarı yılan yarı kadın olan Şahmeran karakteri kendini mağaraya kapatarak korumaya alır. Erkeklerin aşk yerine gücü seçeceğini bilen Şahmeren, aşktan uzak durarak hayatta kalır. Günün birinde bir çoban ona aşka inanmayı yeniden öğretir. Ancak çoban, güç uğruna Şahmeran’ı ele vererek, kralın adamları tarafından öldürülür.

Bestede Şahmeran’ın kilit kelimesi ise “evet” idi. Şahmeran ölüme “evet” diyordu. Eserlerin İngilizce seslendirilmesinin en büyük avantajı, İngilizce evet kelimesinde “s” harfini vurgulama şansının olması idi. Her evet deyişte vurgulanan "s" harfi, tıslama etkisi oluşturdu ve Şahmeran’ın fantastik kimliğini seyircilere sürekli hatırlattı:   
 
Hayır diyemediğim için,

Kendimi sessizliğe kapattım.  
 
Herkes benden bir parça istedi, 
 
Binlerce yıldır,

Evet…

Evet… 
 
Bestesiyle, librettosuyla, icrasıyla, mekânıyla, kısacası nereden bakarsak bakalım Kadınlar Yeterince Bekledi kusursuz bir performanstı.

İstanbul’da dile gelen bu üç kadının sesini duyma sırası artık tüm dünyada!


Hale Tetik
   


Fotoğraf, Onur Çakın                                                                                           
 

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20