CD-DVD

Puccini'nin Tek Perdelik Üç Operasından Oluşan Il Trittico Üçlemesi

13.07.2023


Paylaş:

İlk temsilini 14 Aralık 1918 tarihinde New York’ta yapan Il Trittico adlı üçleme Il TabarroSuor Angelica ve Gianni Schicchi adlı üç tek perdelik operadan oluşur. Uzun bir süre üç adet tek perdelik opera bestelemeyi istemiş olan Puccini, ilk önce kaynak olarak Gorky’nin üç kısa hikâyesini düşünmüştür. Il Tabarro 1912 yılında tamamlanmak üzere planlansa da La Rondine yüzünden bir süreliğine ertelenmiştir. Opera 1916 yılının sonlarına doğru tamamlanmış, onu Temmuz 1917’de Suor Angelica ve Şubat 1918’de Gianni Schicchi takip etmiştir. Prömiyerin Roma’da olması düşünülse de savaş nedeniyle New York’ta yapılmıştır. Her ne kadar zaman zaman ayrı ayrı oynansa da Puccini, her üç operanın aynı gecede oynanmasını arzulamıştır.
 
1983 yılında Milano’daki Teatro alla Scala’da sahnelenen bu prodüksiyonun DVD’si uzun süre önce piyasaya çıkmış ve hâlâ satışta olan bir kayıt. Prodüksiyonu efsaneleşmiş şef Gianandrea Gavazzeni yönetiyor. Onlarca yılın tecrübesiyle Puccini müziğinin inceliklerini, nüanslarını büyük bir içtenlik ve ustalıkla seyirciye yansıtıyor. Eserin rejisörü çok yönlü sanatçı Sylvano Bussotti, özellikle durağan sahnelere solist ve figüranlarla çok dozunda ve güzel bir hareket katmış. Özellikle Il Tabarro’nun dekoru çok etkileyici, Suor Angelica’daki küçük dekor değişimleri eseri tek bir mekânda geçmekten kurtarmış. Gianni Schicchi’deki dev pencereden görünen Floransa silueti ise gerçekten hoş bir detay, bir ölü odasının kasvetini bir anda dağıtıyor. Ayrıca rejisör Bussotti solistlerini olaylara, sözlere ve Puccini müziğine göre güzel yönlendirmiş. Sadece Sylvia Sass hariç. Il Tabarro’nun Giorgetta’sını canlandıran Sass, o kadar abartılı bir karakter çiziyor ki, âdeta isterik bir kadına dönüşüyor. Her an iki yana açtığı kolları, kesik ve sert hareketleri ve dehşete düşmüş bakışlarıyla Giorgetta’nın iki erkek arasında kalmışlığını, vicdan azabını ve arzularını asla seyirciye ulaştıramıyor. Vokal olarak da gereksiz bir abartıyla göğüs tonlarına yöneliyor, sesini olduğundan daha koyu ve dramatik bir tınıya sahipmiş gibi göstermeye çalışıyor. Sevgilisi Luigi rolündeki Nicola Martinucci, harikalar yaratacak diye düşünürken hem vokal hem de sahnesel olarak çok sıradan bir performans sergiliyor. Luigi’nin güç frazlarını söylerken zorlanmıyor fakat seyirciyi coşturacak bir tutkusu yok, volüm olarak da beklenenden az bir performans sergiliyor. Fakat belki de gelmiş geçmiş en doğru şan tekniğine sahip bariton Piero Cappuccilli bütün bu olumsuzlukları fazlasıyla kapatıyor. 60 yaşına yaklaşmasına ve neredeyse 30 yıllık bir kariyeri geride bırakmasına rağmen sesinde hiç bir değişim yok. Orta tonlarının sağlamlığı, tiz tonlara geçişte en ufak bir renk değişimi olmaması, müzikal frazlardaki ustalığı ve uzun nefesleri bir kez daha kendisine hayran bıraktıyor. Zaman zaman sahnede soğuk olmasıyla eleştirilen Cappuccilli bu rolün oldukça içine giriyor, duygu olarak da sahne olarak da çok inandırıcı bir Michele oluyor. Her yönüyle ayakta alkışlanacak bir performans. Tek rakibi, bu rolü de canlandırdığı birçok rol gibi neredeyse ulaşılamayacak bir seviyeye çıkaran Tito Gobbi.
 
Üçlemenin maalesef sanatsal olarak en zayıf halkası Suor Angelica. Rosalind Plowright orta tonlarda güzel bir ses rengine sahip fakat tiz tonları problemli. Orta tonlardan tize geçerken hep birkaç ton alttan başlayıp tona öyle ulaşıyor. 'Senza mamma' aryasının final La’sından önceki frazlarda orkestradan önde olma pahasına hızlanıyor, müziği ve cümleleri kısa kesip bölüyor. Eserin finaline doğru olan opsiyonel Do yerine La’yı tercih ediyor. Kulisten söylediği Do ise yarım tona yakın pes geliyor ve bir anda kesiliyor. Plowright’ın vokal durumuna çok tiz gelmiş bir parti. Yaşlı prenses rolündeki Dunja Vejzovich ise asla rolün gerektirdiği otoriteyi sağlayamıyor. Vokal olarak çok hafif kalıyor ve dolu dolu gelmesi gereken orta ve pes tonlar neredeyse duyulmuyor. Her iki sanatçı da maalesef bu opera için yanlış bir kast olmuş.
 
Gianni Schicchi olağanüstü müziğiyle Suor Angelica’dan sonra mutlu ediyor seyircileri. Juan Pons’un bitmeyen sahne enerjisi, müthiş oyunculuğu ve şarkıcılığı harika bir Gianni Schicchi çıkarıyor karşımıza. Ses rengi çok özellikli olmasa bile tekniği frazları ve özellikle 'Addio Firenze' bölümünde yarı falset söyleyişindeki ustalık ve yakaladığı tını eşsiz. Rinuccio rolü kısa olsa bile oldukça güç bir roldür. Yuri Marusin pırıl pırıl sesi ve sağlam tiz tonlarıyla çok başarılı. Özellikle 'Firenze e come un albero fiorito' aryasının yüksek ve bu sebeple oldukça güç olan tesitüründe hiçbir zorlanma belirtisi göstermiyor. Finalindeki Si Bemol’ü ise pırıl pırıl ulaşıyor seyircilere. Lauretta rolündeki Cecilia Gasdia güzel ama sıradan bir portre çiziyor. Ne vokal ne de sahnesel olarak akılda kalan, dikkate değer bir Lauretta değil. 
 
Eleonora Jankovic’in Zita’sı, Il Tabarro’da söylediği 'Frugola'sından hem vokal hem de sahnesel olarak çok daha başarılı.
 
Sahnelemesinin, dekor, kostüm ve ışığın çok güzel olduğu bu prodüksiyon, özellikle iki büyük bariton Piero Cappuccilli ve Juan Pons için tereddüt etmeden alınabilir.
 
Giacomo Puccini
Il Trittico
Piero Cappuccilli, Slyvia Sass, Nicola Martinucci, Rosalind Plowright, Dunja Vejzovich, Juan Pons
La Scala Orkestra ve Korosu, Gianandrea Gavazzeni
Warner Music Vision, 2004
****

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20