30.07.2023
Haziran 2022’de kurulan Gordion Oda Orkestrası’nın yeni sezon hazırlıkları, ekipleri ve hedefleri üzerine Genel Sanat Yönetmeni Yiğitcan Gözoğlu ile keyifli bir söyleşi yaptık.
Gordion Oda Orkestrası’nın kuruluş süreci hakkında bilgi verebilir misiniz?
Orkestra kurma fikri aslına bakarsanız Orkestra Şefliği bölümünde Yüksek Lisans yaptığım dönemde içimde hasıl olmuştu. Çocukluğumdan beri büyüklerimizi izleyip, en iyi ve olması gereken müziği ortaya koymak ve seyircimizle buluşturma düşüncesiyle hareket ettim. Bu doğrultuda beş yaşında piyano eğitimime başladım ve lisede Dokuz Eylül Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Piyano Bölümü’nü kazandım. Yurt içinden ve yurt dışından değerli isimlerle çalışıp kendimi geliştirdim. Bilindiği üzere piyano çok sesli bir enstrümandır. Çaldığım her eserde gözlerimi her kapadığımda esasında tek bir enstrümanı değil de; bir orkestrayı çaldığımı hissettim. Daha o yaşlarımda bilgisayarımı açıp nota yazma programlarını kullanarak besteler yapmaya başladım ve bir eseri deşifre ederken arka sayfayı çevirmeden yeni sayfada gelecek olan armoniye göre doğru akorları bilinçsizce bastığımı fark edince besteciliği en iyi şekliyle öğrenme ve biyografime katma düşüncesi oluştu. Bu arada lisansta iki sene piyano bölümünde okumama rağmen yazdığım eserleri kompozisyon bölümü hocalarıma göstermeye başladım. Bu bölümde de okuyabileceğimi duyduktan sonra o güz döneminde tekrar üniversite sınavlarına girip bu bölümü birincilikle kazandım.
Kompozisyon bölümü aslına bakarsanız tam manasıyla bu işin mutfağı diyebiliriz. Yaptığımız işin nasıl ortaya çıkıp geliştiğini tüm ayrıntılarıyla öğrendiğimiz bir bölüm. Bu bölümde okurken belirli yıllarda uygulamalı yaylı ve üflemeli çalgıları da temel olarak çalıyor ve öğreniyoruz. Bunun yanında yazdığımız eserleri de çeşitli orkestra gruplarına çalıştırmamız ve çaldırmamız gerekiyor. İlk orkestra şefliği deneyimlerimizi de bu şekilde kazanıyoruz. Son sınıfa geçtiğimizde ise Orkestra Şefliği dersimiz oluyor ve orkestra eserleri çalışıyoruz. İşte tam bu dönemde geçmişte piyano bölümünde hissettiğim şey olan sanki bir enstrümanı değil de; bir orkestrayı çalıyormuşum hissini birebir yaşamaya başlayınca yüksek lisansta bu bölümü okumaya karar verdim. Yapmam gereken şey artık tam olarak karşıma çıkmıştı ve bu yolda ilerlemeye karar verdim. Bir müzik sanatçısının elbet bir enstrümanı olmalı ve bunu icra edebilmeli. Benim enstrümanım da bir orkestra olmalıydı. Bu düşünceyle hareket ederek 2017 senesinde İzmir’de Smyrna Oda Orkestrası’nı kurmak için harekete geçtim. Konser programları bile oluşmuştu ancak o dönemde KKTC’den Girne Amerikan Üniversitesi’nden gelen teklif üzerine iki sene Kıbrıs’ta yaşadım, durum böyle olunca maalesef o proje askıya alındı ancak kafamda hiç sona ermedi. Pandemi dönemiyle birlikte ülkeme döndükten sonra bu kez başka bir yerde, Ankara’da bir orkestra kurmayı denemek istedim. Ankara’nın Polatlı ilçesi, Yassıhöyük Semti’nde bulunan Gordion antik kenti isim için bulunmaz bir nimetti. Tarihi karakterlerden Büyük İskender ve Midas gibi kralların bulunduğu ve anılarının olduğu bu kentin adı da orkestramızın adı oldu. Yalnızca orkestra olarak değil aynı zamanda oda müziğine de değer veren bir topluluk olması düşüncesi ile birlikte Gordion Oda Orkestrası, Gordion String Quartet, Gordion Üflemeli Beşlisi gibi gruplarımız oluştu. Niyetimiz tüm gruplarımızla birlikte sürekli sahnede olmak. 2022-2023 sezonunda bu şekilde Ankara’da lokal olarak kurulduktan sonra bu sezona girmeden önce Türkiye’nin altı şehrine yayılıp aynı şekilde ekiplerimizi kurduk. Bu iller tam olarak İstanbul, İzmir, Eskişehir, Ankara, Antalya ve Mersin illeridir. Aynı şekilde bu illerimizde de String Quartet gruplarımız da bulunmaktadır.
Geçtiğimiz sezon yaptığınız faaliyetlerden biraz bahsedebilir misiniz?
Kuruluşumuzdan hemen sonra başta Ankaralı konservatuvar öğrencilerinden oluşan kadromuzla konser hazırlıklarına başladık. Bu konuda bizlere her zaman destek olan hocalarımıza ve sanatçı dostlarımıza teşekkür ederiz. İlk konserimizi Musa Göçmen Çayyolu Sahnesi'nde 7 Kasım 2022 tarihinde “Barok Esintiler” başlığıyla düzenledik. İkinciorkestra konserimizi de planlamış olmamıza rağmen maalesef ülkemiz acı günler yaşadı. Başta Bartın maden faciası, hemen sonrasında gelen 6 Şubat depremi ikinci konser tarihimizi gelecek sezona kadar ertelemiş oldu. Ayrıca depremin ardından yine eğitimin uzaktan eğitime geçmesiyle maalesef Ankara’da sezon sonuna kadar tekrar toparlanamadık.
Gordion Oda Orkestrası
Peki, bu süreçte neler yaptınız?
Bu süreçta orkestra olarak konser yapmamış da olsak Gordion String Quartet olarak CSO Ada Ankara başta olmak üzere Ankara içi konserlerimizi sürdürdük. Bunun dışında diğer şehirlerimizden gelen talepler üzerine bu şehirlerde de konserler yapmaya ve bu şehirlerde de ekipler kurmaya karar verdik. Bunları saymak gerekirse, İstanbul, Ankara, İzmir, Eskişehir, Antalya ve Mersin olmak üzere şu an aktif olarak altı ayrı şehirde ekiplerimiz bulunuyor. Hedefimiz ise tüm bu şehirlerde aktif olarak konserler verebilmek ve sanatın gücünü tüm ülkemize göstermek.
Az önce Gordion String Quartet’ten bahsettiniz. Diğer şehirlerde de bu tarzda küçük oda müziği gruplarınız var mı?
Evet var. Bunu gerçekten çok önemsiyoruz. Gordion String Quartet olarak başta Ankara olmak üzere dört ekibimizin de grubu mevcut. Bunları saymak gerekirse, Ankara, İstanbul, İzmir ve Mersin. Hedefimize gelirsek, tüm bulunduğumuz illerdeki ekiplerimizde bu ve benzeri şekillerde küçük oda müziği grupları oluşturmak. Umarım bir gün Gordion String Quartet gibi bir üflemeli beşli ve bakır beşlisi gibi gruplar da oluşturarak toplumumuza güzel bir müzik ziyafeti sunabiliriz.
Gordion String Quatet’i oluşturan sanatçılar hakkında bilgi verebilir misiniz?
Gordion String Quartet Ankara ekibi quartetlerimizin temelini oluşturuyor. Bu ekibimizde bulunan sanatçılar; Deniz Dilan Gözoğlu (keman), Ezgi Ergin (keman), Derya Dilay Akar (viyola), Doğuş Ergin (çello). Geçtiğimiz sezon başta CSO Ada Ankara Mavi Salon olmak üzere konserler verdik.
İstanbul’daki String Quartetimiz ise bu ilde bulunan Eğitim Fakültesi ve Konservatuvar öğrencilerinden oluşuyor. Çınar Şahinoğlu (keman), Zeynep Çetinler (keman), Hamdi Kızılata (viyola), Alican Seçkin (çello).
İzmir’de bulunan yaylı dörtlümüzde ise Emir Acar Şen (keman), Sıla Arıkan (keman), Ece Bakkaloğlu (viyola), Dilan Akçaoy (çello) yer alıyor.
Gordion Oda Orkestrası “Barok Esintiler” konseri verdi demiştiniz. Hep Barok dönem eserlerini mi seslendiriyorsunuz?
Elbette hayır. Barok dönemi samimiyetle önemsiyoruz ve o dönem müziğinin zenginliğine hayranlık duyuyoruz. Şu anda ülkemizde devlet senfoni orkestraları bu dönemden eserleri yılda bir veya iki kez seslendiriyor. Bunun elbette sebepleri var. Senfoni orkestraları oldukça geniş kadroya sahip ve haklı olarak klasik ve romantik dönemden yazılmış olan besteler programlarında sıklıkla yer alıyor. Bizler de bir gün sayı olarak büyüyerek bu dönemlerden de eserler seslendirmek istitoruz. Her zaman hedefimiz kaliteli ve başarılı işler ortaya koymak.
Gordion Oda Orkestrası olarak sizce en dikkat çeken özelliğiniz nedir?
Gordion Oda Orkestrası olarak başlıca hedefimiz gençlere orkestra tecrübesi kazandırmak ve onlara solistlik şansı vermek. Bu konuda da tamamen şeffaf ve adaletli davranıyor, her programımızda sırayla yeni isimlere şans veriyoruz.
Geçen söyleşimizde sponsor aradığınızdan bahsetmiştiniz. Bir gelişme oldu mu?
Sponsorluk anlamında maalesef şansımız geçen sezon yaver gitmedi. Az önce bahsettiğim gibi ülkemiz çok büyük badireler ve afetler atlattı. Tüm milletimizin başı sağ olsun. Umarız yeni sezonda sponsorluk konusunda da adımlar atılacaktır. Buna inancımız sonsuz. Ancak şunu belirtmeliyim ki tanınırlığımız artıkça güzel iş birliği teklifleri de almaktayız. Elbet tüm bu gelişmelerin de güzel sonuçları olacak.
Peki sizin beklediğiniz ya da görmek istediğiniz ihtiyaçlarınız var mı?
Evet. Sanatın ve gençlerin desteklenmesini istiyoruz. Ancak bunun yalnızca sözel olarak ifade edilmesini değil hayata geçirilmesini istiyoruz. Örneğin konservatuvarlarda ya da belediyelerin gösterdiği yerlerde prova yapabilme imkânı sunulabilmesini istiyoruz. Yine sosyal devlet anlayışıyla konserlerimizde de yerel yönetimlerle (belediyelerle) birlikte hareket etmek istiyoruz.