MAKALE

Üstümüzde Çırpan Siyah Kanatlar

23.11.2023


Paylaş:

Johannes Brahms’ın müziğini anlamak, ses dünyasını tahayyül etmek oldukça güç. Günümüzde hâlen klasik müzik repertuvarını süsler; kudreti ve görkemiyle hem dinleyiciyi hem de icracıyı sarsar. Brahms ile vakit geçiren kulaklar olgunlaşır, ruhlar benzeri olmayan renklerle çevrilir. Yolculuğa yeni başlamış, bu dünyaya henüz ilk adımını atmışlar için Brahms ile dans etmek o kadar kolay olmaz. Adımları karışır, yönünü şaşırır, yerinde oturup belki sadece izlemek zorunda kalır insan. Fakat bir kere onunla tanıştı mı, bu görkemli dansı yapabilmek için yanıp tutuşur. Artık izlemek yetmez… 
 
Brahms ile ilk dans ettiğimde henüz 10 yaşındaydım. Aradan geçen 14 senenin beraberinde, adımlarımın ustalaştığını fark etmek beni hem heyecanlandırdı hem de üzerinde daha çok düşünmeye teşvik etti. Derinlerden gelen ifadeleri, paletindeki koyu ve umutlu renkler, bitmesini istemediğiniz, kendisinin de bitirmeye pek niyetli olmadığı uzun pasajlar… 
 
Piyanistler için Johannes Brahms, uzakta olan ve gitmeyi çok istediğiniz bir liman gibidir. Limana giden yol çetindir, dalgalar ve rüzgarlar savurur sizi. Zaman zaman rüzgarlar sakinleşir, yerini tatlı bir melteme bırakır. Müziğine giden yol nasıl olursa olsun, yolculuğa çıkmanın ve kudretli finale varmanın tadı eşsizdir. Piyano parçaları (Klavierstücke), sonatları, konçertoları, oda müziği… Her biri piyanistlerle derin bir sohbete girmeyi bekleyen şaheserlerdir. Piyano parçaları, çeşitli opuslardan oluşan bir seridir. Tek bir parça halinde de icra edilebilir, lakin bir seriyi tamamlamak, ardından ise tümünü çalmanın vermiş olduğu tat başkadır. Böylece tamamlanmış bir yap-boz karşımıza çıkar, artık Brahms’ı anlamaya bir adım daha yakınızdır. 
 
Bu yazımda sizleri, Piyano Parçaları’ndan, Op.118’ler ile buluşturacağım. Birkaç ay süren, yoğun çalışma süreci ve performanslarımdan sonra, her biri birer başyapıt olan, altı parçalık seri üzerindeki düşüncelerimi ve bende uyandırdığı duyguları, siz değerli okurlarla paylaşmak istedim.
 
Brahms, Clara Schumann'a adadığı Op.118’leri, 1893'te, Bad Ischl'de yaz tatili esnasında yazar. Muhtemelen günümüzde onun en tanınmış yapıtlarındandır. Son derece yoğun ve etkileyici olan bu dizi, onun içsel dünyasının bir mikrokozmosu olarak görülebilir. İçinde bulunduğu yoğun melankoli, seri boyunca bizi takip eder. Johannes Brahms, kişisel duyguları konusunda çok çekingendir ve kendisini çoğunlukla melankolik olarak tanımlar. Besteci ve orkestra şefi Lachner’e yazdığı bir mektupta, şu sözler geçer: “Ben ciddi anlamda melankolik bir insanım... Siyah kanatlar sürekli üstümüzde kanat çırpıyor…”


 
Klavierstücke Op.118
1- Intermezzo, Allegro non assai, ma molto appassionato

İlk parça bir Intermezzo'dur ve Brahms'ın Intermezzi'sinin çoğundan farklı olarak oldukça fırtınalı ve tutkuludur. Eser, bir dizi fırtınalı ve tutkulu patlamadan oluşur. Ardından bir an gelir, söner. Allegro non assai, ma molto appassionato tanımının da gösterdiği gibi, ilk Intermezzo duygu patlamalarıyla birlikte kapsamlı, geniş ve dramatik bir yazıya sahiptir. Minörü ince ince işler yazısına Brahms. Eser boyunca hangi tonda olduğumuzu net bir şekilde anlayamayız. Yoğunluk, parçayı La Majör’de sonlandıran ve ikinci Intermezzo'ya giden yolu açan bitiş ölçülerine kadar sürekli olarak birikir. Son akorun zerafeti, bir sonraki parçaya kırmızı halıyı serer…
 
2- Intermezzo, Andante teneramente
Yine bir Intermezzo olan ikinci parça, herhalde en çok icra edilen Brahms’lardan… Bu sessiz ve hüzünlü bir şarkıdır. İlk Intermezzo’ya zıt bir karakterdedir. İlk parçanın fırtınalı patlamalarının aksine, burada her şey çok daha ölçülü, daha narin, kasvetli ve sessiz bir atmosferdedir. Henüz, gerçekleşmemiş hasretleri ifade eder; belki de bunların bir yansıması veya hatırasıdır. Soprano ve orta ses arasındaki kontrapuansal titreşim, parçanın karakterindeki yapı taşlarındandır. İlk kısım, aşkın bir güzelliği içeren lirik bir melodiye sahiptir. Ardından gelen ve kanonik bir üslupla yazılmış Fa diyez minörle merkez bölüme ulaşıldığında, müziğe melankoli ve özlem hakimdir. Sonrasında sakin bir koral gibi nazik, yatıştırıcı bir bölüme geçer. Sondaki oyalanma, acı-tatlı bir lezzet eşliğinde sonsuzluk duygusu taşır.


Johannes Brahms (7 Mayıs 1833 – 3 Nisan 1897)

3- Ballade, Allegro energico
Ballade olarak adlandırılmasına rağmen, üçüncü parçanın rapsodik doğası aslında anlatısallığından daha belirgindir. Güçlü bir nabız ve ritmik canlılıkla işaretlenmiş, virtüoz ve ateşli bölümlere sahiptir. Müzik, orta bölüme ulaştığında ışıltılı ve yürekleri ısıtan anlarla birlikte bir melodi sunar bizlere. Bu Ballade ile Brahms, Chopin'in Ballade’larındaki destansı anlatıyı, kısacık üç dakikaya, güçlü bir girişe ve sessiz bir çıkışa kadar damıtır.  
 
4- Intermezzo, Allegreto un poco agitato
Fa minör dördüncü Intermezzo, yine Brahms'ın kontrapuntal yazıya olan düşkünlüğünü yansıtır, çünkü neredeyse parça boyunca eller arasında katı bir taklit vardır. Sofistike ve biraz da gizli kontrpuan dokusuna sahiptir. Allegretto un poco agitato olarak belirtilen bu Intermezzo, çalkalayıcı bir ilk bölümle başlar. İlk teması, alto ve bas arasındaki karşıt üçlü hareketin hâkim olduğu basit bir kanonu gizler. Bu muhteşem kompozisyonun yapısı arkasında net ve ikna edici bir duygusal olay örgüsü vardır. Duygular, müziğin sonunda doruğa ulaştığı ilk temaya dönene kadar bastırılır. Ancak tutku hızla söner ve bir sonraki parçaya hazırlık olarak pastel renklere bürünür.
 
5- Romanze, Andante
Serinin incisi, Fa Majör Romanze’de, oktavlar hâlinde hareket eden, yoğun kontrpuan dokusuna gömülü iki iç ses vardır. Hassas ve sakin melodi dinleyicilerin kalbini ısıtır. 
İlk bölümün sonunda gelen beklenmedik modülasyon, ruh halini aydınlatır ve müziğe iyimserlik aşılar. Ara bölümden sonra temaya dönüş, özlemin duygusal olarak yoğunlaşmasıyla işaretlenir. Kuşkusuz burada büyük haykırışların ve gergin ifadelerin kullanımı bir önceki Intermezzo’ya nazaran yok denecek kadar azdır. Son noktasına kadar büyük bir tutkuyla devam eden parça, pianissimo ile biteceği yok oluşa hazırlar kulakları. 


Henri Fantin, 1921
 
6- Intermezzo, Andante, largo e mesto
Serinin son parçası oldukça sıra dışı bir çalışmadır. Bir Intermezzo'dan beklenenden çok daha fazla ağırlık taşır. Önceki eserlerin aksine, klarnet ve arp gibi orkestral renkler burada çok belirgindir. Eser tekrar tekrar duyulan Gregoryen ilahisinden (yaygın olarak "ölüm motifi" olarak bilinir) Dies irae motifi ile kara kara düşünen bir ruh hali içinde başlar. Ölüm duygusu tüm parçaya, özellikle de ilk bölüme nüfuz eder. Müzik yavaş yavaş ikinci bölüme girerken, kahramanca bir karaktere sahip, ciddi bir marşa dönüşür. Duygular, ölüm motifinin iki ani yeniden ortaya çıkışına kadar doruğa ulaşmaya devam eder; ölüm karşısında sebat eden korkusuz bir kahramanı tasvir ediyor gibi görünür. Bununla birlikte, zirvede elde edilen görünüşteki zaferin hemen ardından, ölümün kaçınılmaz olduğunu bize anlatan ölüm motifi yeniden ortaya çıkar. Bitiş ölçülerinde motif, kahramanın ıstırap içindeki son iniltisini simgeleyen bir yoğunluk artışıyla tekrarlanır. Eser, Mi bemol minörde kasvetli bir arpejle kaybolur.


J.Brahms’a adanmış anıt (Max Klinger, 1909)

 

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20