06.04.2024
Schubert’i ve ölümsüz şarkılarını İstanbul, Ankara, İzmir’de başka hangi mekânlarda anlatırım ve dinletirim diye düşündüğüm sırada, ummadığım bir anlatımlı konser teklifi aldım Adana’dan. Bu şehrimizde kapılarını yeni açan çok değerli bir sanat girişimi var, ismi Muse Art Collective. Bana tamamen uzak bir mekân sayılmaz Muse Art zira bu girişime imza atan iki isimden biri, piyanist dostum ve resital partnerim Dilan Dereli. Diğer girişimci ise, yeni tanımaktan büyük mutluluk duyduğum Adanalı mimar ve turizmci Övgün Ateşoğlu. Ankara’da yaşayan, yarı Adanalı Dilan’dan ve onu benimle tanıştıran soprano Burcu Hancı’dan dolayı Muse Art’ı bir süredir ilgi ve takdirle izliyordum. Övgün aslında mimar ama mesleğini bırakıp aile işi olan turizme girmiş.
Bu iki sanatseverin yolu Ankara’da okudukları sırada kesişmiş. Lions örgütünün gençlik kolu Leo’nun gönüllüsü olarak çalışırlarken tanışıp kaynaşmışlar. Arkadaşlıkları yıllar sonra Adana Muse Art Collective markasıyla farklı bir boyuta taşınmış. Muse Art’ın oluşumunda, Övgün’ün babası Yaşar Ateşoğlu’nun payını da unutmamak gerekir. Bu Adana gönüllüsü ve tutkunu, bilgisi kadar gönlü de geniş olan, hayat bilgesi bu değerli insan, kızına ve kızı kadar sevdiği Dilan’a maddi ve manevi destek olmuş, bu iki sanatsever hanımefendiye şirketi Adana Turizm’in şehrin merkezinde bulunan cici mekânını açmış. Mekân, oda müziği ve şarkı resitali düzenlemeye ve dinlemeye gayet uygun. Övgün, mimar yanını konuşturup, akustiği oldukça iyileştiren, güzel bir tavan tasarımı da yapmış ahşap malzemeden.
4 Nisan akşamı, işte bu güzel mekânda, 45 kişiden oluşan çok ilgili, meraklı ve saygılı bir kitleye, Schubert’in şarkıları ve küçük piyano eserlerinden oluşan bir resital, bizim hoş tabirle bir Schubertiade (Schubert akşamı) sunduk. Yani anlayacağınız, o akşam Adana’da Viyana rüzgârı estirdik. Adana’nın tarihinde ilk kez, tamamen Schubert’in eserlerinden oluşan bir Schubertiade düzenlemiş olabilir miyiz? İddialı konuşmak istemem ama bu gayet mümkün (İtirazı olan, hayır ben daha önce Adana’da böyle bir konser yaptım/katıldım diyen varsa da öğrenmeyi çok isterim, en azından kayıtlara geçer). Biletlerin 500 TL gibi, düşük bir rakam olmamasına rağmen, hepsinin satılmasını takdirle karşıladım. Adana’ya ilk kez gelişimi (evet, ne kadar ayıp değil mi?) fırsat bilen bazı güzel takipçilerimle hasret gidermek de çok hoştu.
Seyahatimin başından sonuna kusursuz geçmesini sağlayan, bir dediğimi iki etmemeye azmetmiş müthiş ikili Dilan Dereli ve Övgün Ateşoğlu’na, onları her koşulda destekleyen, kendini güzel Adana’mıza, fotoğraf sanatına adamış, kitaplarını bana imzalama nezaketi de gösteren sanatsever Yaşar Beye, tam iki saat süren resitalimizin sonuna kadar bizi ilgiyle dinleyen, resitalin sonundaki yarım saatlik soru-yanıt bölümünde de yerinden kıpırdamayan sanatsever Adanalılara sonsuz teşekkürler. Keşke bu ikiliden (daha doğrusu üçlüden) her ilimizde olsa, neler olurdu neler diye düşündüm, Adana’da geçirdiğim keyifli saatler boyunca.
Bir sanat mekânının bir şehre neler katabileceğinin en güzel örneklerinden biri olmuş Muse Art Collective. Burada ilk konserlerini Burcu Hancı, ikinci konserlerini bas Teyfik Rodos ile yaptılar. İki konserde de sanatçılara Dilan Dereli eşlik etti, bana da eşlik ettiği gibi. Dilan, mekânın demirbaş piyanisti olmuş anlayacağınız. Bundan daha doğal bir seçim de olamazdı herhalde. Mayıstaki sezon kapanışını, gelen istek üzerine, ilk iki sanatçıyı davet ederek yapacaklar ve Haziranda 2024-25 konser takvimini oluşturacaklar. İlgilenenlerin Muse Art Collective sosyal medya hesaplarını takibe almalarını ve oradan mekanla iletişime geçmelerini tavsiye ederim.
Ayrıca bu yazıyı okuyan Adanalı takipçilerim, sanatsever dostlarım da bu güzel oluşumu takibe alsın, desteklesin, yeni sezondaki konserlerine katılsınlar. Muse Art Collective’in uzun yıllar boyunca Adana’nın kültür-sanat hayatına katkıda bulunmasını can-ı gönülden dilerim.
Serhan Bali
Adana
Muse Art Collective'in ardındaki ekiple birlikte. Yaşar Ateşoğlu, Övgün Ateşoğlu, Serhan Bali, Dilan Dereli,
Gülgün Ateşoğlu (soldan sağa).
Yaşar Ateşoğlu'ndan hem Adana ile ilgili paha biçilmez bilgilerini, hem de imzalı kitaplarını edindim.
