21.09.2024
Piyano dünyasının duayen ismi, devlet sanatçımız piyanist Gülsin Onay’a 35 yıl önce Avusturya’da kaydettiği ve Koch Schwann etiketiyle yayımlanan solo albümü hakkında sorularımızı yönelttik.
2024 Türk Macar Kültür yılının içinde bulunuyoruz. Béla Bartók ve Ahmed Adnan Saygun’un müzikal yakınlıklarından bahsedebilir misiniz?
Béla Bartók ve Ahmed Adnan Saygun arasındaki müzikal yakınlık, her iki bestecinin de halk müziğine ve kültürel mirasa olan derin ilgisinden kaynaklanır. Béla Bartók 1936’da Türkiye’yi ziyaret ederek Ahmed Adnan Saygun’la birlikte Türk halk müziği üzerine derleme çalışmaları yapmış ve bu süreç her iki bestecinin de müziğinde derin izler bırakmıştır.
Béla Bartók’un etnomüzikoloji çalışmaları Macar halk müziğinin zenginliğini ortaya çıkarırken, Ahmed Adnan Saygun ise Anadolu'nun kültürel mirasını araştırarak, Türk halk müziği motiflerini Batı klasik müziğiyle harmanlamıştır. Her iki bestecinin eserlerindeki halk müziği motifleri ve ritimleri, Batı klasik müziği formlarıyla büyük benzerlikler gösterir, bu da onların müziğine eşsiz bir karakter kazandırır.
Ahmed Adnan Saygun’la olan çalışmalarınızı okuyucularımızla paylaşabilir misiniz?
Ahmed Adnan Saygun ile çalışmalarım çok küçük yaşlarda, 12 yaşında başladım ve bu süreç Saygun’un son nefesine kadar devam etti. Onunla çalışmak benim müzikal yolculuğumda en önemli temeli oluşturdu. Eserlerini çalarken birlikte yaptığımız çalışmalar, bana derin izler bıraktı. Saygun, piyanist olmamasına rağmen, piyanoda bazı cümleleri gösterdiğinde muhteşem bir tuşe ve ifade gücüne sahipti. Onun enstrüman hâkimiyeti olmadan nasıl böyle bir yorumu yaratabildiği, her zaman beni çok etkilemiştir. Sesleri çıkartma ve yorumlama konusundaki bu yeteneği, bana hem müzikal hem de kişisel olarak büyük bir ilham kaynağı olmuştur.
Albümü nerede kaydettiniz ve kimlerle çalıştınız?
1989 yılında Koch Schwann etiketiyle yaptığımız kayıt, Avusturya’da muhteşem akustiği olan Festhalle Viersen konser salonunda yapıldı. Kayıt için sabaha karşı salona vardım ve ertesi gün, altı saat süren çok titiz bir çalışma sonucunda ve mükemmel tonmeister ile çalışarak kaydı tamamladık.
Bu kısa süreli çalışma benim için çok tatmin ediciydi ve keşke her zaman o salonda ve o ekiple çalışabilseydim diye düşündüm. Tabii bu her zaman mümkün değil, ama bu kayıt benim için en sevdiğim çalışmalardan biri olarak kalacak!
Birinci baskı, 1989
Önümüzdeki yıllarda yeni bir Saygun albümü yapmak istiyor musunuz?
Elbette, Ahmed Adnan Saygun’un daha fazla eserini kaydetmeyi çok isterim. Şu ana kadar birinci ve ikinci piyano konçertolarının kayıtlarını iki kez gerçekleştirdim; birinde Gürer Aykal, diğerinde Howard Griffiths ile çalıştım. Ayrıca, Ahmed Adnan Saygun’un birçok diğer eserinin de kayıtlarını yaptım. Ancak kalan eserlerini de önümüzdeki yıllarda kaydetmeyi umuyorum. Bu, Saygun’un müziğini daha geniş kitlelere ulaştırmak ve onun sanatsal mirasını yaşatmak için harika bir fırsat olacak.
İkinci baskı, 2002
Konserlerinizde sıklıkla yer verdiğiniz Ahmed Adnan Saygun eserleri arasında sizi en çok etkileyen eser hangisi?
Bu albümde yer alan 12 Prelüd’ün hepsini çok severek çaldım ve çalmaya devam ediyorum ancak dört numara ve 12 numara benim için çok farklı bir yere sahip, sürekli olarak bis parçalarım onlar oluyor ve dinleyici de gerçekten büyük coşkuyla özellikle 12. Prelüd’ün aksak ritimleri ve enerjik atmosferi neredeyse ayakta alkışlıyor.
Béla Bartók’un eskiz eserlerini son derece espirili muzip hatta insanı dinlerken gülümseten karakterlere sahip, onları çalarken çocuksu ruhum geri geliyor.