13.01.2025
Tüm opera repertuvarının en iyi bilinen eseri, bir opera salonuna hiç ayak basmamış olan milyonların aşina olduğu müziği ile Yiğit Günsoy’un kaleminden Georges Bizet’nin Carmen’i…
Georges Bizet’nin Carmen’i hazırlanışındaki uğraşılar da dâhil prömiyerinden beri sürprizlerle dolu bir opera olmuştur. Opéra-Comique’in iki yöneticisi Camile du Locle ve Adolphe de Leuven, Bizet’ye birkaç konu teklif etmiş sanatçı içlerinden Mérimée’nin romanını seçince bu seçim yaşlı yöneticiler arasında paniğe sebep olmuştur.
Düşünceleri şu yöndedir:
“Carmen mi? Mérimée’nin Carmen’i! Sevgilisi tarafından öldürülmemiş miydi o? Ya geri plandaki hırsızlar, çingeneler ve sigaracı kızlar! Hele burada Opéra-Comique’de, aile tiyatrosunda! Ailelerin çocuklarına eş buldukları bu tiyatroda! Her gece beş altı loca bu amaç için tutuluyor. Seyircimizi korkutacaksın! Bu tamamen imkânsız.”
Opéra-Comique’in müdürü Camile Du Locle kendisinin bir aile evi olan işletmesiyle övünürdü. Ne sahne üzerinde ne de sahne gerisinde uygunsuz hiçbir şey olamazdı. Saygıdeğer genç erkekler, saygıdeğer genç bayanlarla tanışırdı. Onların duygularını alevlendirecek hiçbir şeyin sahne üzerinde yeri yoktu. Opéra-Comique’de kadın kahramanlar saf, erkek kahramanlar ise sadık âşıklardı. Oysa Bizet, sıradan bir asker olup, daha sonra bir katile dönüşen bir erkek kahraman ve sigara fabrikasında işçilik yapıp arkadaşlarını yaralayan, cinselliğiyle tüm Sevil şehrini büyüleyen bir kadın kahraman sunuyordu.
Prosper Mérimée (1803-1870)
Carmen için litografik poster, 1875
Sonunda çetin bir savaş ve konudaki olayların hafifletilip, Micaëla’nın tatlı karakterini daha da belirginleştirmek sözüyle librettist Ludovic Halévy, Bizet adına davayı kazanır. Bizet yoğun bir şekilde çalışarak beste yaparken librettoda onu mutlu etmeyen bölümleri de yeniden yazmaya başlar. Örneğin:
Sanatçıların istekleri doğrultusunda esere yeni parçalar ekler. Habanera, temelini Sebastián Yradier’in bir melodisinden, Escamillo’nun giriş aryası ve Micaëla’nın üçüncü perde aryası ise Bizet’nin tamamlamadığı Grisélidis operasından alınmıştır.
Ludovic Halévy (1834-1908)
Eugénie de Montijo (1826-1920) ©️ Franz Xaver Winterhalter, 1853
Orijinal hikâyeyi yazan Prosper Mérimée, 1803 yılında Paris’te doğmuştur. Babası Jean Leonor Merimee, ünlü bir ressam ve resim öğretmeni, annesi Anne Moreau ise babasının öğrencisi olan sanatkâr bir kadındı. Mérimée, o zamanki adı Napoleon Koleji olan, imparator devrilip krallık yeniden kurulunca IV. Henri Koleji adını alan lisede okudu. 1823 yılında hukuk diploması aldı. Temmuz devriminden sonra tarihi anıtlar denetleyicisi oldu. Görevi sırasında çeşitli raporlar yazdı ve bu raporlardan bazılarını eserlerinde kullandı. Bu işleri yaparken roman yazmayı da ihmal etmedi ve sayısız kısa hikâyesi basıldı. Bunların içinde en başarılısı Colomba idi. Mérimée’nin, hayatının bu ilk bölümünde tarihçi, hikâyeci olarak verdiği eserlerde, zorba karakterlere, zorlu dönemlere karşı bir düşkünlüğü olduğu görülür. Fransa’daki kanlı köylü ayaklanmalarını anlatan La Jaquerie, Carvajal Ailesi’ndeki, Afrika Aşkı’ndaki, Ines Mendo’daki, Fırsat’taki canavarca davranışlar, zehirleme olayları, protestanların toplu katliamını anlatan Saint Barthelemy Gecesi’yle La Rochelle kuşatmasına ilişkin La Chronique’i, Mateo Falcone, Tamango, Toplum Savaşı, Don Pedro bunlara örnek olarak gösterilebilir. Prosper Mérimée, ipsiz sapsız, kanun dışı adamlara, kaçakçılara ve çingenelere de büyük ilgi göstermiştir.
Camille du Locle (1832-1903) ©️ C. W. Allers, 1895
Célestine Galli-Marié (1840-1905), Carmen rolünde ©️ Atelier Nadar
Babası onu çevresinden uzaklaştırmak için Pyrenees’e yollar. Bu seyahat, her ne kadar oradaki müzeleri gezmek olarak gösterilse de asıl neden, Paris’te yaşadığı aşk skandallarıdır. Carmen hikâyesini ilk defa 1830 yılında genç bir erkekken gittiği İspanya’da duyar. Mérimée, Eugénie de Montijo ile tanışır. Eugénie, ona bir çingeneye âşık olup yıkıma uğrayan askerin hikâyesini anlatır. Mérimée, bu hikâyeyi, İspanya’ya karşı ilgisi olan, İngiliz filolog George Brown tarafından yeniden canlandırılana kadar, tam 15 yıl kendisine saklar. 1845 yılında Eugénie’ye yazdığı bir mektupta, sekiz gün kendisini hapsedip Carmen’i yazdığı haberini verir. Don José’yi hikâyenin ana kahramanı olarak almıştır. Roman, hikâye içinde hikâye şeklindedir…
Ernest Guiraud (1837-1892) ©️ G. Camus, 1890
Mérimée 1870 yılında ardında birçok eser bırakarak hayata gözlerini yumar. Mérimée’nin eserleri ancak ölümünden sonra yavaş yavaş basılmıştır. Eserlerinin standart bir edisyonu olmamasına rağmen hemen hemen her şey Madam Charpentier ve Calmann-Levy’nin koleksiyonlarından elde edilebilir.
Şimdi Carmen’in binbir yüzünü inceleyelim.
Etimoloji, kelimelerin köken bilimi, bizlere opera kahramanlarından en tanınmışı hakkında ilginç bilgiler sunar. Orta Çağ İngiltere’sinde bir bayana “Charming” (çekici) demek, onun kesinlikle işkenceye maruz kalacağı veya başka bir korkunç sonla karşılaşacağı demektir. “Çekici” yapısından dolayı toplumdan dışlanması hemen hemen kesindir. Bu kelime İngilizce’ye, Fransızca “Charme” sözcüğünden girmiştir. Fransızca’ya ise Latince’deki “Carmen” sözcüğünden yerleşmiştir.
Carmen rolü için ilk düşünülen isim olan Maria Roze, kahramanın uçarı karakteri ve operanın trajik sonunu öğrendiği zaman daha provalar başlamadan önce rolü reddeder. Mayıs 1874 tarihine planlanan provalar, eserin bestelenmesi bitmediği için aynı yılın Eylül ayında başlar. Yoğun uğraşlar sonunda Carmen operasının sahneye konma aşamasında, opera’nın müdürü Camille du Locle, rolü hemen Galli-Marié’ye teklif eder. Teklif anında bir turnede olan Galli-Mariéuzun süren pazarlıklar sonunda rolü kabul eder. Role inanılmaz bir gerçekçilik katar, kırmızı eteğini kalçalarıyla yaptığı belli belirsiz bir hareketle sürür. Yüzünde aynı anda hem tahrik edici hem de aşağılayıcı bir ifade vardır. Bir akasya çiçeğini ağzının kenarında tutarken, vücudu bir ifade ve yorum aracı olmaktadır. Kim olduğunu, söylediği sözler kadar hareketleriyle de kanıtlamaktadır. Kendisini erkeklerin önünde sergileyen hür bir vücuda sahip hür bir kadın. İşte tüm bunlar patlayacak olan skandalın nedenleridir.
Eser bazıları için gerçekten bir skandal olup, birkaç tutucu eleştirmen canice yazılar yazar. Oysa birçoğunu şaşırtmış diğerlerinin ise hoşuna gitmiştir... Bilindiği gibi açılış gecesi büyük bir başarı değilse bile, kimi zaman yapılan abartılı tarifler kadar da kötü değildir. 48 temsil sonra programdan çıkartılır. Yönetimde değişiklik olur ve Bizet’nin sözde arkadaşı Leon Carvalho, Carmen’in Paris’teki temsillerini birkaç yıl engeller. Ancak seyicilerden gelen yoğun istek ve müzisyenlerin baskısı üzerine eser 21 Nisan 1883’de tekrar sahnelenir.
Fakat ne şartlar altında!
Célestine Galli-Marié kadroda yoktur, partitürde değişiklikler yapılmış, olaylar ve karakterler yumuşatılmıştır. Seyirciler yine operaya dolup taşmış, soprano Adèle Isaac kendi Carmen yorumunu canlandırmıştır. 27 Ekim’de Galli-Marié tekrar kendi rolünü devralır. Başarı kesindir. Carmen’in 500. temsili 21 Ekim 1891, 1000. temsili 23 Aralık 1904’te sahnelenir. Fakat geleneksel bazı değişiklikler temsillerde belirginleşmeye başlar. Hayatının son yıllarında Camille Saint-Saëns, Opéra-Comique’e Bizet’nin orijinal versiyonuna dönmelerini teklif eder. Operadaki diyaloglar daha sonra Bizet’nin arkadaşı Ernest Guiraud tarafından bestelenmiş. Guiraud ayrıca dördüncü perdeye Bizet’nin diğer eserlerinden derlediği müziklerle bir bale eklemiştir.
Prömiyer, I. Perde, litografi ©️ Pierre-Auguste Lamy, 1875
3 Mart 1875 tarihindeki Carmen’in ilk temsilinde halkın tepkisi soğuk ve eleştirmenlerin yazıları yıkıcı olmuş, Bizet üç ay sonra sadece 37 yaşındayken bir kalp krizinden ölmüştür. Oysa o gün Carmen, Paris’te 33. temsilini yapmakta ve bugün ise her temsil bir diğerinden daha büyük başarı elde etmektedir.