13.01.2025
11 Ocak 2025 tarihinde Emre Şen Müzik Akademisi Chopin Resital Salonu’nda, panel başkanı Fatma Tezel Şahin’in açılış konuşmasıyla başlayan “Yaşam Boyu Gelişim ve Müzik Eğitimi” konulu bir panel gerçekleşti.
Sahneye ilk çıkan isim, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Seyfi Bozçelik oldu. Bozçelik, çocukluk yıllarından yetişkinliğe dek müziğin kendi hayatındaki dönüştürücü etkisini heyecanla aktardı. Hemen ardından, sevgi evlerinde büyüyen çocuklara dair söyledikleri ise salonda yürek burkan bir farkındalık oluşturdu: “Çocuklarımız bizim evlerimizde yaşıyorlar, sizler de yuvalarınızı ve kalbinizi onlara açın. İleride onlar sizlerin komşuları, gelinleri ve damatları olacak.”
Bozçelik’in konuşmasının ardından panelin temposu, çocuk gelişimci, aile danışmanı ve uzman Alper Remzi Aydın’ın “Yaşam Boyu Gelişim” başlıklı sunumuyla daha da canlandı. Aydın, tarihin farklı dönemlerinde çocukların toplum içindeki sorumluluğu ve konumuna değinirken, çağımızın araştırmalarını referans alarak müziğin beyin gelişimine sağladığı katkıları sıraladı. Değişen zamanlara rağmen müziğin insan ruhunu daima besleyen bir “yol arkadaşı” olduğu bir kez daha dinleyiciler tarafından hissedildi. Kendisinin de söylediği gibi “Müzik, yaşamın yadsınmaz bir gerçeği.”
Alper Remzi Aydın
Bir sonraki konuşmacı, Başkent Üniversitesi’nden Dr. Öğretim Üyesi Naciye Senem Akgöl’dü. Sahneye adım atar atmaz hem bir müzik öğrencisi hem bir müzik öğreticisi hem de bir veli olduğunu belirterek sunumuna başladı. Erken müzik eğitiminin önemine vurgu yaptıktan sonra sözü, Drama Eğitmeni Özlem Tamer’e devretti. İkilinin anlattığı sistemde çocukların, müzik ve dramayı birleştiren programlar sayesinde eğitim sürecine oyun gibi yaklaştığı vurgulandı. Bu sayede dikkatlerini toplamakta daha az zorlandıklarını, müziğin sihirli dünyasına kolayca adım atabildiklerini belirttiler. Amaç, bu “müzik serüvenine” başlamakla kalmayıp onu ömür boyu sürdürebilmekti.
Akgöl, “Enstrüman Eğitimi ve Aile” sunumuyla paneli sürdürdü ve ailelerin çocukların müzik eğitimine katkısının altını bir kez daha çizdi. Dünyaca ünlü pek çok müzisyenin hayatındaki aile faktörünü örneklerle anlatırken, Suzuki metodunu da hatırlattı: Doğru yönlendirme sayesinde her çocuğun enstrüman çalabileceği inancı… “Çocuğun kaderi büyük oranda ailenin elinde” diyerek ailenin ne kadar büyük bir sorumluluk taşıdığını hatırlattı. Yine de farklı yollar olsa da herkesin aynı sanatsal buluşma noktasına varabileceğini belirtti: “Farklı yollarda yürüsek de aynı noktada buluşabiliyoruz.”
Eğitimin çok yönlü olduğunu ortaya koyan bir diğer konuşmacı, Piyano Eğitmeni Alev Nil Günay oldu. “Bireysel Enstrüman Eğitimi” başlıklı sunumunda, bir eğitmenin öğrenciye ulaşılabilir olmasının eğitim sürecindeki kritik öneminden söz etti. Müziğin gelecekte bir meslek mi yoksa bir hobi olarak mı kalacağı sorusuna da ışık tutan Günay, bu yolda eğitmenin rehberlik edici rolünü vurguladı.
Prof. Dr. Fatma Tezel Şahin ve Emre Şen
Panelin son konuşmasını, ünlü konser piyanisti Emre Şen yaptı. “İleri Bireysel Enstrüman Eğitimi” başlığı altında, konservatuvarı meslek edinmek isteyen gençlere, onların eğitmenlerine ve ebeveynlere seslendi. Sunumunda, rekabetin ve kaygının geride bırakıldığı bir müzisyenliğin ne denli keyifli olduğundan bahsetti. Şen, rekabet ve kaygılardan arınmış müzisyenleri, arabada müziği açıp trafikte akan bireylere benzetti. Konu üzerine “Ben hem katılımcı hem de bir izleyici olarak meslektaşlarımın konuşmalarından keyif ve ilham aldım, aynı zamanda çok şey öğrendim” diyerek panelin kendisi için de öğretici olduğunu dile getirdi.
Panelin sonunda, sahneden yükselen ortak görüş, müziğin yalnızca sanatsal değil aynı zamanda duygusal ve pedagojik bir güce sahip olduğu yönündeydi. Bozçelik, “Müzikten çok faydalanıyoruz ve bu panel de çok değerliydi. Özellikle eksiklerimizi görüp telafi etmemiz konusunda bize katkı sağladı” diyerek panelin hem resmi hem de duygusal boyutlarını tek cümlede özetledi. Panel başkanı Şahin ise “Yaşam Boyu Gelişim ve Müzik Eğitimi panelinin, alanında çalışan eğitimciler kadar aileler için de çok önemli bir farkındalık yarattığını düşünüyorum” diyerek o güzel dileği hatırlattı: Müziğin anne karnından ölüme dek hayatımızda var olmasını diledi.
Panelin sona ermesinin ardından, paylaşılan her cümle ve deneyimin müzik ile eğitime yönelik bakış açılarını ne denli zenginleştirdiğini gözler önüne serdi. Görünen o ki bir enstrüman çalmak ya da çocuklara müziği sevdirmek, yalnızca nota öğretmekten ibaret değildi; aynı zamanda onlara ömür boyu eşlik edebilecek bir ışık, bir ilham kaynağı sunmaktı. Bu nedenle, Türkiye’nin farklı bölgelerinden gelen eğitimcilerin, uzmanların ve sanatçıların katılımıyla düzenlenen söz konusu panel, müziğin gücüne dair inancı bir kez daha pekiştirdi.
Hazal Ceren Çakmak