28.02.2025
“Etiket değişir, ancak değer kalır.”
- Fritz Kreisler
20. yüzyıl başlarının en önemli kemancılarından biri olarak kabul edilen Avusturya doğumlu kemancı ve besteci Fritz Kreisler (2 Şubat 1875 - 29 Ocak 1962), olağanüstü teknik becerisi ve etkileyici müzikalitesiyle tanınmış ve dünya çapında izleyicileri âdeta büyüleyerek müzik tarihinde etkili bir figür hâline gelmiştir.
Viyana’da kültürel açıdan zengin ve eğitimli bir ailede doğan sanatçının babası Salomon Severin Kreisler, Polonyalı bir doktor ve amatör kemancıdır, annesi Anna ise evde müzikal bir ortamın gelişmesinde önemli bir rol oynayarak eşini desteklemiştir. Böylece müzik, erken yaşlardan itibaren hayatının ayrılmaz bir parçası hâline gelmiş ve besteci, dört yaşında keman çalmayı öğrenerek yetenekli olduğunun sinyallerini vermiştir. Yedi yaşında bu yeteneğini kanıtlarcasına Viyana Konservatuvarı’na kabul edilen en küçük öğrenci olmuştur. Joseph Hellmesberger Jr. ile keman, Léo Delibes ile kompozisyon çalışmalarına devam etmiştir. 12 yaşında Paris Konservatuvarı’ndan “Premier Prix” altın madalya derecesiyle mezun olduktan sonra 10 Kasım 1888’de Amerika Birleşik Devletleri’ndeki ilk çıkışını New York Steinway Hall’de yapmış ve ardından 1888-89 tarihleri arasında Moriz Rosenthal ile çıktıkları Amerika Birleşik Devletleri turnesi onu uluslararası üne kavuşturmuştur.
Olağanüstü müzikalitesine eşlik eden tatlı ve etkileyici tonu, zarif müzikal ifadeler gibi kendine özgü kaliteleri de klasik müzik dünyasında öne çıkmasında etkili olmuştur. Çalışmalarına Paris’te devam eden Kreisler, Lambert Massart ve Jules Massenet gibi değerli hocaların rehberliğinde daha da iyi bir noktaya gelmiştir. Fakat her sanatçı gibi onun da bazı hayal kırıklıkları olmuştur ve bir tanesi sebebiyle belki de yaşam öyküsündeki en enteresan hamlesini gözlemlemek mümkündür. Viyana Filarmoni Orkestrası’na katılma başvurusu reddedildiğinde yaşadığı başarısızlık hissi, müzikten kısa süreliğine uzaklaşıp tıp ve resim dâhil olmak üzere alternatif alanları keşfetmeye itmiştir.
Lambert Massart (1811-1892) ©️ Atelier Nadar
Kreisler orduda kısa bir süre geçirdikten sonra, ilk âşkı olan müziğe geri dönmüş ve 1899 yılında Berlin’deki ikinci çıkışı kariyerinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu performansı eleştirmenler tarafından büyük beğeniyle karşılanmış ve özellikle 1901’den 1903’e kadar olan sonraki Amerika turneleri sırasında izleyiciler sanatçılığı ve performanslarına hayran kalmış, şöhretinin yükselmesinin yolu açılmıştır. Sonrasında, Arthur Nikisch yönetimindeki Berlin Filarmoni Orkestrası gibi saygın orkestralarla konserler vermeye başlamıştır. Sanatçının kayıt endüstrisindeki çalışmaları ise daha geniş bir kitleye ulaşmasını ve performansları sona erdikten uzun süre sonra yorumlarının devamlılığını sağlayarak şanını daha da pekiştirmiştir. Kendi meslektaşlarına da büyük ilham veren besteci, 1910 yılında Edward Elgar’ın kendisine ithaf ettiği Keman Konçertosu’nun ilk seslendirilişini gerçekleştirmiştir.
Arthur Nikisch, 1896 ©️ Julius Cornelius Schaarwächter
F.Kreisler ve eşi, I. Dünya Savaşı dönemi
I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesinin sanatçının hayatında yarattığı hem kişisel hem de profesyonel çalkantılara değinmemek onu tam anlamıyla anlayabilmemizi engelleyebileceği için, bestecinin hayatının bu karanlık döneminden de bahsetmek gerekir. Savaşın başlangıcında sağlık nedenleriyle eşi ile İsviçre’de olan Kreisler, alayının ait olduğu Üçüncü Kolordu’nun seferber edildiğini öğrenince, iki yıl önce görevinden ayrılmasına rağmen kendisini göreve geri dönmek zorunda hissetmiş ve böylece savaş sırasındaki yürek burkan deneyimleri başlamıştır. Müfrezesinin 55’ten 34’e düştüğü bu savaş, sanatçının bakış açısını ve fiziksel durumunu derinden etkilemiştir. Cephede geçirdiği süre boyunca fiziksel olarak iyi idare etse de psikolojik olarak ağır bedeller ödediği bilinmektedir. Bestecinin burada, zaman ve mekân algısını körelten, hafızasında boşluklar bırakan hipnotik bir zihin durumu yaşadığı söylenmektedir.
Daha sonra yaralanmasına ve karşılaştığı zorluklara rağmen Kreisler, zamanla dikkat çekici bir dönüşüm geçirdiğini fark etmiş ve savaş sırasında toplumsal normların ve rahatlıkların ne kadar çabuk ortadan kalktığını ve onu ilkel bir varoluşa götürdüğünü düşünerek haftalarca doğal şartlarda yaşamayı tercih etmiştir. Bu da hayata ve maddi ihtiyaçlara bakış açısını değiştirmiştir. Zorluklara katlanma deneyimleriyle birlikte, savaş sonunda dayanıklılığı fazlaca artmış ve yoldaşlık duygusu çok gelişmiş bambaşka bir sanatçının ortaya çıktığı söylenebilir. Kreisler bu hâliyle de halk tarafından çok sevilmiş ve döneme ayak uydurmasının getirdiği yaratıcılığı da ayrıca takdir edilmiştir.
Fritz Kreisler ve Eserleri
Kreisler, sadece virtüoz bir kemancı değil, aynı zamanda 55 eser ve mevcut konçerto ve parçaların 80’den fazla transkripsiyon ve uyarlamasını içeren bir repertuvara sahip üretken bir besteci olarak da müzik tarihinde önemli bir yere sahiptir. Özellikle keman-piyano repertuvarına çok sayıda eser kazandıran bestecinin en çok sevilen eserleri arasında Liebesleid ve Liebesfreud ön sıralardadır. Her iki parça da bestecinin Alt-Wiener Tanzweisen adlı üç küçük parçadan oluşan eserinde yer almaktadır. Bu eserin diğer sevilen parçası ise Schön Rosmarin’dir. Caprice Viennois Op. 2 ise melodik çekiciliğinin yanı sıra teknik olarak da gösterişli bir eser olması sebebiyle hem icracıya hem de dinleyiciye hitap eden eserlerdendir. Tambourin Chinois Op. 3’te bestecinin farklı kültürlere de ilgi duyduğu aşikâr hâle gelir çünkü eserde uzak doğu esintileri vardır. Sanatçının bu eseri bestelerken San Francisco’yu ziyaret ettiği sırada dinlediği geleneksel Çin müziği performansından ilham aldığı bilinmektedir. Son olarak günümüzde yine bestecinin en çok sevilen ve icra edilen eserlerinden biri olan Praeludium and Allegro (in the style of Pugnani) adlı eserini de belirtmek gerekir. Eser 1905’te ilk kez yayımlanmış ve ilk başlarda günümüzde gördüğü ilgiyi görmemiş olsa da uzun yıllardır keman repertuvarının olmazsa olmaz eserleri arasında yerini koruduğu söylenebilir. Kreisler sıklıkla keman repertuvarına kattıklarıyla anılsa da Apple Blossoms ve Sissy adlı operetlerini hatırlatmakta da fayda vardır. Ayrıca bestecinin Beethoven Keman Konçertosu ve Brahms Keman Konçertosu’na yazdığı kadansları da günümüzde en çok seslendirilen kadanslar arasındadır.
F.Kreisler, H.Vauer, P.Casals ve W.J.Damrosch, Carnegie Hall, 1917
Kreisler, bu kadar üretken ve günümüzde önemli yere sahip olan onca eser bestelemesinin yanı sıra, yenilikçi ruhuyla diğer bestecilerin eserlerinin uyarlamalarını yaparak, bunları genellikle kendi tarzına ve tercihlerine uyacak şekilde revize etmiştir. Bu, müzik tarihinde bazı tartışmalar yaratsa da bestecinin özellikle keman repertuvarına sağladığı büyük katkı göz ardı edilmemelidir. Fritz Kreisler, zamanında çıkan bu tartışmalara dair “Etiket değişir, ancak değer kalır” diyerek yanıt vermiş ve yaratılarının zamansız değerini nihayetinde doğrulamıştır.