21.06.2025
Yiğit Günsoy’un kaleminden, Viyana operet sanatında yeni bir dönemin öncülüğünü yapan, akılda kalıcı melodileriyle 20. Yüzyılın önde gelen operet bestecisi ve şefi Franz Lehár…
Franz Lehár, 30 Nisan 1870 tarihinde o dönemin Avusturya-Macaristan ülkesinin kuzeyinde Komárom (şimdi Slovakya’da bulunan Komárno) şehrinde müzisyen bir ailede doğmuştur. Babası Avusturya-Macar ordusunun 50. Piyade Alayı bando şefi idi. Prag Konservatuvarı’nda keman ve kompozisyon dersleri alan Lehár’ın hocalarından biri besteci Antonín Dvořák’tır. Konservatuvardan mezun olduktan sonra bando şefliği yapan sanatçı, 1902 yılında Viyana Tiyatrosu’nun orkestra şefi olur. Lehár operetlerinin yanı sıra, vals, marş ve sonatlar yazmasına karşın sahne eserleriyle çok ilgilidir ve bu alanda ilk yazdığı eser de verismo tarzındaki 27 Kasım 1896’da ilk kez sahnelenen Kukuška (Guguk Kuşu) operasıdır.
Franz Lehár, esasında operet besteleriyle çok ünlüdür ve tüm opera ve operet eserlerinin sayısı 41 olarak gösterilmiştir. Bunlar arasında en ünlüsü 1905’de sahnelenen Die Lustige Witwe (Şen Dul) adlı eseridir. Sanatçı, eserlerinin yapım haklarının kendi kontrolünde olabilmesi için 1935 tarihinde Glocken Verlag adlı bir yayınevi kurmuştur. 1922’de Frasquita opereti ile başlayarak 1925-1936 döneminde Lehár’ın yazdığı altı adet operet, arkadaşı tenor Richard Tauber’in sesinin özelliklerine göre bestelenmiştir.
Müziksel eserleri Adolf Hitler ve Nazilerin çok beğendiği Richard Wagner’in eserlerinden oldukça değişik olmasına karşın, Hitler tarafından çok beğenilmiş ve 1940’ta Lehár Nazi Almanyası’nda Sanat Madalyası ile onurlandırılmıştır. Oysa karısı Yahudi asıllıdır. Ancak Hitler, Lehár’ın karısını fahri aryan ilan ederek zulümden güvende olmasını sağlamıştır. Lehár’ın arkadaşı ve en iyi libretto yazarı olan Fritz Löhner’i ise Auschwitz Nazi toplama kampında öldürülmüştür. Lehár, savaştan sonra apolitik olduğunu ve Hitler’in zevkleri üzerinde hiçbir kontrolü olmadığını iddia etmesine rağmen, finansal olarak kâr elde ettiği için itibarı zedelenmiş ancak çalışmaları popülerliğini korumaya devam etmiştir. Enteresan bir bilgi olarak Lehár, Hindu dilinde bir erkek ismidir ve İngilizce “dalga” anlamına gelmektedir.
Franz Lehár (30.04.1870 - 24.10.1948)
Franz Lehár’ın müzik tarzı ve en büyük yeteneği, akılda kalıcı melodiler yaratabilmesidir. Son derece ulaşılabilir ve popüler bir müzik tarzına sahiptir ayrıca armoni ve orkestrasyonda teknik olarak da son derece yeteneklidir.
Joseph Coyne ve Lily Elsie, Şen Dul, 1907
Lehár, operetlerinin merkezinde vals kullanmıştır. Şen Dul (1905) buna iyi bir örnektir. Operet yaratıcı ezgilerle doludur. Bu eserinde Lehár, vals melodileri ve Paris kankan danslarının taklitlerinin yanı sıra belli bir hiciv öğesi de ekleyerek yeni bir Viyana opereti tarzı oluşturmuştur. Başarısı o kadar büyüktür ki iki yıl sonra Buenos Aires’te aynı anda beş tiyatroda sahnelenmiş ve diğer birçok opereti bunu takip etmiştir.
Döneminin en fazla sahnelenen opereti olan Şen Dul, ayrıca ürün satışı yapılan ve bir moda çılgınlığını tetikleyen ilk gösteridir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde, operetin başarısından yararlanmak için korselerden çikolatalara kadar her şey satılmıştır. Yapımla ilgili satılan tüm ürünler arasında “Merry Widow” şapkası en bilinenidir. Başroldeki Hanna’nın operada giydiği geniş kenarlı şapkanın genişliği 18 inç (45 cm) olup, şifon ve tüylerle ve hatta doldurulmuş kuşlarla süslüdür. Şapka, operadan yıllar sonra bile moda olmaya devam etmiştir.
Franz Lehár genel olarak Viyana’da yaşamış, Avusturya’da bir sayfiye kenti olan Bad Ischl’da 24 Ekim 1948’de ölmüştür.
Yiğit Günsoy ve kendi arşivinden Franz Lehár’ın orijinal el yazması mektubu