SÖYLEŞİ

Salih Can Gevrek'in Tam Not Alan Albümü: Concertos without Orchestra

10.08.2025


Paylaş:

Klasik müzik dünyasının başarılı isimlerinden piyanist Salih Can Gevrek, ilk albümü Concertos without Orchestra ile övgüleri toplamaya devam ediyor. Fuga Libera etiketiyle yayımlanan albüm, Schumann, Bach ve Rahmaninov’un önemli eserlerinden oluşuyor. Dinleyenleri Barok, Romantik ve Post-Romantik dönemler arasında bir yolculuğa çıkaran Concertos without Orchestra, Diapason’dan tam not aldı ve Boissard, Gevrek’in icrasının eserlerin ruhuyla olan uyumunu not aldığı bir yazı kaleme aldı. 1992 doğumlu piyanistin yaşamına odaklandığımızda, bu başarılı albümün ortaya çıkışının bizi çok da şaşırtmadığını söylemek gerekir. Gevrek, Bilkent Üniversitesi Müzik Bölümü’nde aldığı eğitimden sonra, 2011 yılında Londra’da Royal College of Music’te eğitimine devam etti. Verdiği konserlerle dinleyenlerin beğenisini, katıldığı yarışmalarda da gösterdiği performansıyla birçok ödül aldı. Böylece Salih Can Gevrek’in albümünün kendi kariyerinin ışığında oluştuğunu söyleyebiliriz.
 

Schumann, Bach ve Rahmaninov… Öncelikle bu üç değerli besteciyi buluşturan albümünüzün doğum hikâyesinden bahsedebilir misiniz?
Hayatımda bu üç bestecinin yeri çok büyük. Chapelle Musicale Reine Elizabeth enstitüsü yıllarımda bir resitalimden sonra organizasyon benden bir CD yapmamı istedi. Daha önce binlerce versiyonu olan standart programların bir anlamı olmadığını ve çok da ilginç olmadığını düşünüyorum. Bu projenin bir teması olsun istedim. Schumann ve Rahmaninov repertuvarımda çok sık çaldığım eserler. Ancak Schumann Sonata No.3’ün ismi Concerto without Orchestra (Orkestrasız Konçerto). Bu isim gerçekten piyanonun 88 tuşlu bir enstrüman olmadığını, sonsuz olanaklarını destekleyen bir isim. Aklıma hemen Bach’ın İtalyan Konçertosu geldi. Orkestra ve birden fazla solo enstrümanı sadece klavsen üzerinde betimleyen (Bach’ın çok nadir kullandığı “piano” ve “forte”) nüansları ile neresinin tutti veya solist olduğu çok açık. Çok önemli bir eser ve o döneme göre yeni bir form. Bach her besteci için olduğu gibi Schumann için de çok önemliydi. Ve Schumann’da Rahmaninov için... Bütün olarak bir anlamı olduğunu düşündüğüm, çalmaktan çok zevk aldığım bir program. 


 

Albümde yer alan eserleri birbirine bağlayan ortak bir nokta var mı? Bu üç ayrı bestecinin eserlerini hangi noktada buluşturabiliriz sizce?
Eserleri birbirine bağlayan aslında birçok nokta var... İlk olarak Schumann’ın Bach’a olan hayranlığı, Rahmaninov’un Schumann’a ve tabiki Bach’a olan hayranlığı... 
 
Albümü tamamlayan Rahmaninov Moments Musicaux’da bu iki bestecinin esintileri açık bir şekilde mevcut. Örneğin Moments Musicaux No.2, armonisi Rahmaninov olsa da karakteri ve melodik yapısı Schumann'a ithaf gibi. Ya da No.3 neredeyse Bach’ın bir Sarabande’ı. Tabiki karakter olarak çok farklı ve romantik ancak çekirdeğine indiğimiz zaman bu alıntıları hissedebiliyoruz. Çok önemi olmasa da tonal olarak beni ve dinleyiciyi tatmin eden dinamik bir döngü de oluşturuyor bu eserler. Schumann Fa minör başlayıp Fa Majör tonunda bitiyor. Bu İtalyan Konçerto’sunun tonalitesi. İtalyan Konçertosu Fa Majör bitiyor. Bu başlamak üzere olan Rahmaninov’un (Si bemol minor) dominant’ı olarak işlev görüyor. Rahmaninov’un zengin armonik yolculuğu yarım saat sonra Do Majör bitiyor. Bu da Schumann Sonat’a dominant işlevi görüyor ve böylece sonsuz bir döngü olabilir.


 

Bu albümden sonra piyanist olarak kendi içinizde keşfettiklerinizi bizimle paylaşabilir misiniz?
Konu müzik olunca maalesef kelimeler yetersiz kalıyor... Her çaldığımız eserde aslında bestecinin kişiliğiyle kelimelerin filtresi olmadan kapıyı aralayıp tanışmış oluyoruz ve o yarattıkları evren ya da dünya, hikâye her ne ise bizim de gerçekliğimiz olmak zorunda oluyor. Bu deneyim psikolojik olarak karmaşık bir konu. Filozofiye girmeden tek söyleyebileceğim, böyle kişiliklerin iç dünyasında kaybolmak, onların hissettiklerini anlamaya çalışmak ya da estetik anlayışlarını benimsemek büyük bir onur.
 

Kazakistan’da Eurasian Stars Uluslararası Piyano Yarışması’nda Rahmaninov performansıyla birinci olmuştunuz ve Rahmaninov’un 2 Numaralı Piyano Konçertosu, sizin orkestra eşliğinde çaldığınız ilk deneyimdi. Rahmaninov’un sizin için ayrı bir yeri olduğunu söyleyebilir miyiz?
Evet bu doğru... İlk duyduğum günden beri kendimi evde hissettiğim bir besteci. Neden olduğunu bilmiyorum… Bach ve Schumann da öyle. Esasında liste biraz uzun!
 

Albümünüz için müzikseverlere bir yol haritası çizmenizi rica edebilir miyiz? Dinleyenlerin albümünüzde keşfetmesini istediğiniz ortak deneyimler var mı? 
Bunu tamamen dinleyicilere bırakıyorum. Bu sefer bu haritayı takip etmeye çalışıp birşey hissedemezlerse üzülürüm... Nereye gittiklerini bilmeden beklentisiz bir yolculuk.


 
 
 

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20