MAKALE

Kısa Yaşam, Sonsuz Miras: Maria Felicia Malibran

25.10.2025


Paylaş:

Genç yaşta yükselen eşsiz sesiyle ruhların derinliklerine dokunan, sahnenin kadim sırlarını fısıldayan sesinin büyüsüyle zamana meydan okuyan, tutku ve trajedinin iç içe geçtiği kısa yaşamıyla sadece bir sanatçı değil, ebedi bir efsanenin ta kendisi hâline gelen bir ilham perisi…
 
24 Mart 1808 - 23 Eylül 1836 yılları arasında yaşamış olan Maria Felicia Malibran, hem mezzo-soprano hem de soprano partilerini ustalıkla seslendirerek 19. Yüzyılın en tanınmış opera sanatçılarından biri hâline gelmiştir. Dramatik yaşam öyküsü sayesinde, 28 yaşında İngiltere’nin Manchester kentinde hayatını kaybetmesinin ardından efsanevi bir figür olarak hafızalara kazınmıştır.
 
Asıl adı María Felicitas García Sitches olan Malibran, Paris’te iyi tanınan müzisyen bir İspanyol ailenin çocuğu olarak dünyaya gelir. Annesi Joaquina Sitches hem aktris hem de opera şarkıcısı olarak sahnede varlık gösterirken, babası Manuel García, Rossini’nin büyük takdirini kazanmış, Sevil Berberi operasında Kont Almaviva rolünü yaratan ünlü bir tenor olmasının yanı sıra besteci ve etkili bir şan öğretmeni olarak da adını duyurmuştur. İlk şan hocası olan babası, genç Maria’nın sanat hayatına sağlam bir başlangıç yapmasında büyük rol oynamıştır.
 
Malibran, henüz sekiz yaşındayken babasıyla birlikte Napoli’de Ferdinando Paër’in Agnese operasında sahneye adım atmış, bu erken deneyim onun ileriki kariyerinin temellerini atmıştır. 17 yaşındayken Londra’daki King’s Theatre’da koro şarkıcısı olarak performans sergilemeye başlayan genç yetenek, ünlü prima donna Giuditta Pasta’nın rahatsızlığı üzerine babası tarafından Sevil Berberi operasında Rosina rolünü üstlenmeye teşvik edilmiş ve bu rolde büyük başarı elde etmiştir.


Maria Malibran’ın babası tenor Manuel García, ©️ J.S.Sargent
 
Babasının öncülüğünde New York sahnesine taşınan Malibran, burada aile üyeleriyle birlikte verilen temsiller sayesinde New York’ta ilk kez İtalyan operasının sahnelenmesinin öncüsü olmuştur. Dokuz ay boyunca sekiz farklı operada başrolü üstlenen sanatçının bu süreçte iki eseri babası tarafından bestelenmiştir. New York’ta, kendisinden 28 yaş büyük olan banker François Eugène Malibran ile tanışarak hemen evlenmiş; ancak kısa süre içinde eşinin iflas etmesi, onun sahne gelirleriyle geçimini sağlamasına neden olmuştur. Bir yıl sonra eşinden ayrılarak Avrupa’ya dönen sanatçı, Avrupa sahnelerinde de iz bırakan performanslara imza atmıştır.

Avrupa’da, özellikle Donizetti’nin Maria Stuarda operasının prömiyerinde başrolü üstlenerek adını daha da duyuran Malibran’ın beklenmedik çizim yeteneğini yansıtan renkli kostüm tasarımlarına ise Brüksel Kraliyet Konservatuvarı Kütüphanesi tarafından büyük değer verilir.


Charles Auguste de Bériot
 
Belçikalı kemancı Charles Auguste de Bériot ile başlayan romantik ilişkisi, altı yıl boyunca evlilik dışı birlikte yaşamını ve 1833 yılında bir çocuk sahibi olmalarını beraberinde getirmiştir. (Daha sonra piyano pedagogu olan çocuk, Charles-Wilfrid de Bériot olarak tanınacaktır.) Malibran, Bériot ile ilişkisini, o ilişki sona erene kadar sürdürmüş ve bu süreçte Felix Mendelssohn, çift için solo keman eşliğinde özel bir arya bestelemiştir. Paris Operası başta olmak üzere birçok büyük operada sahne alan Malibran, sanat yaşamındaki başarısını ve tutkusunu tüm Avrupa’ya taşımıştır.


Maria Malibran, 1834
 
1834 yılında İngiltere’ye yerleşen Malibran, Londra’da gösterdiği performanslarla dikkat çekmiş, ardından Avrupa genelinde turnelere çıkarak izleyiciyle buluşmuştur. 8 Nisan 1835’te Venedik’te Bellini’nin La sonnambula operasını seslendirirken, elde ettiği performans gelirlerini harap haldeki Teatro San Giovanni Grisostomo’nun restorasyonuna bağışlamış; bu tiyatro, sanatçının anısına Teatro Malibran olarak yeniden adlandırılmış ve kendisi, tiyatronun koruyucusu olarak onurlandırılmıştır. Aynı yılın başlarında Milano’da Vaccai’nin Giovanna Gray operasının prömiyerinde başrolde seslendirdiği eser de hafızalarda yer etmiştir.
 
5 Temmuz 1836’da, Lord William Lennox ile birlikte at binerken yaşadığı düşme sonucu yaralanan Malibran, bir doktoramuayene olmayı reddetmiş ve performanslarına ara vermeksizin sahneye devam etmiştir. Eylül 1836’da Manchester’da düzenlenen bir müzik festivaline katılan sanatçı, Theatre Royal’de izleyiciden tekrar tekrar alkış aldıktan sonra sahneye geri dönmüş, ancak sonunda bayılarak performansı tamamlayamamış; ertesi sabah Manchester’daki bir kolejin kilisesinde tekrar sahneye çıktığı esnada başlayan yoğun acıların ardından, bir hafta süren ıstırabın sonunda hayatını kaybetmiştir. İlk olarak kilisede yapılan halka açık cenaze töreninin ardından geçici olarak defnedilen naaşı, daha sonra Brüksel yakınlarındaki Laeken Mezarlığı’ndaki anıt mezara taşınmıştır.


Anna Bolena rolünde
 
Rossini, Donizetti, Chopin, Mendelssohn ve Liszt gibi bestecilerin hayranı olan Malibran için, Bellini I puritani operasını onun eşsiz mezzo-soprano sesine uyarlamak üzere yeniden düzenlemiş ve hatta ona özel bir opera yazma sözü vermiştir; ne var ki, sanatçının ani ölümü bu hayalleri gerçekleştirmesine engel olmuştur. Malibran, özellikle Rossini operalarıyla özdeşleşmiş; ancak repertuvarında Beethoven’ın Fidelio operasında başrol, Bellini’nin I Capuleti e i Montecchi operasında Romeo, Il Pirata operasında Imogene, La Sonnambula operasında Lisa ve Amina, Norma operasında başrol, Cimarosa’nın Il Matrimonio Segreto operasında Fidalma, Donizetti’nin L’Elisir d’Amore operasında Adina, Maria Stuarda operasında başrol ile Meyerbeer’in Il crociato in Egitto operasında Alma ve Felicia gibi önemli eserler bulunmaktadır.


Malibran, Balfe’nin The Maid of Artoise'inde Isoline rolünde, 1836 öncesi
 
 

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20