HABER

İzmir Operası 30. Yılını Turandot ile Kutluyor

12.02.2012


Paylaş:


Puccini'nin başyapıtı TURANDOT 11 Şubat'ta sahnede…   

İzmir Devlet Opera ve Balesi, 11 Şubat 2012 Cumartesi günü saat 20.00'de Giacomo Puccini'nin Turandot adlı üç perdelik operasını 'İzmir'de ilk kez' sahneleyecek.   

İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin 'Otuzuncu Yılı' olması nedeniyle programa alınan Turandot'ta, iki yüz ellinin üstünde sanatçı görev alıyor.  

İzmir Büyükşehir Belediyesi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde sahnelenecek olan Turandot, İzmir gösterilerinin ardından 19. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali'nin 'Açılış Gösterisi' olarak sunulacak.   

Metni Giuseppe Adami ve Renato Simoni tarafından yazılan Giacomo Puccini'nin üç perdelik Turandot operası İzmir'de şef Tulio Gagliardo Varas ve Alessandro Cedrano yönetiminde ve Aytaç Manizade rejisi ile sahneleniyor. Dekorları Çağda Çitkaya, kostümleri Gülay Korkut, koreografisi Uğur Seyrek tarafından hazırlanan eserin koro şefliğini Alessandro Cedrano ve Ali Hoca, ışık tasarımcılığını da Müfit Özbek üstlendi. Ayrıca, Çin Halk Cumhuriyeti'nden konuk olarak gelen Wang Quan da eserin sahnelenmesinde danışman olarak görev üstleniyor. Turandot'ta solo rolleri; Aytül Büyüksaraç, Seda Ortaç, Ayşe Tek, Lorenzo Mok Arranz, Levent Gündüz, Efe Kışlalı, Birgül Su Ariç, Filiz Güneş, Arses Yıldızca, Alparslan Mater, Teyfik Rodos, Murat Duyan, Cihan Özmen, Oğuz Çimen, Tankut Eşber, Kaner Sümer, Serkan Taylan, Nejat Beğde, Gökhan Varkan, Fahri Önoğlu, Fırat Yalçınkaya, Fırat Halavut paylaşıyorlar.   

Turandot, dünyada ilk kez 25 Nisan 1926'da Milano'da, ülkemizde ise 28 Mart 1959'da Ankara'da sahnelendi.   

18. yüzyıl Venedikli yazar Carlo Gozzi'nin (1720-1806) aynı adlı oyunundan alınarak librettolaştırılan Turandot, efsane çağlarında Çin'de (Pekin'de) geçen bir masalı konu almaktadır. Eserin konusu şöyle:  Göklerin oğlu imparator Altoum'un yönettiği Pekin'de, imparatorun kızı Prenses Turandot da kendisini Tanrı kızı olarak kabul ettirmiştir… Prenses, yıllar önce erkekler tarafından öldürülen ninesinin intikamını almak için, kendisiyle evlenmek isteyen asilzade gençlere üç soru sormakta, yanıtları doğru olmadığında da onların başlarını kestirmektedir… Halk bu idamları kanıksamış, törenselleştirmiştir. Son olarak İran Prensi Turandot'a talip olmuş; soruları yanıtlayamadığı için ölüme mahkum edilmiş; eylem için de tören düzenlenmiştir. Tören alanında yaşlı bir adam itilip kakılmakta; onu bir genç kız kalabalıkta korumaya çalışmaktadır. Yanlarına genç bir adam yaklaşıp kim olduklarını bilmeden onlara yardım eder. Yaşlı adam ülkesinden sürgün edilen Kral Timur, genç adam Timur'un kaybolan oğlu Calaf, genç kız Calaf'a karşılıksız bir aşkla bağlı olan Liu'dur. Timur da Calaf da kimliklerini saklamak zorundadırlar. Calaf, kendini 'Meçhul Prens' olarak tanıtmaktadır… Calaf, babasının ve Liu'nun ısrarlarına karşın Turandot'un Tanrısal güzelliğinden etkilenerek, onunla evlenmek için sorularını yanıtlamak isteğiyle başvurur… Prens Calaf, ölüm riskine karşın aşkın sınır tanımazlığıyla mücadeleye katılacak; tüm soruları yanıtlayacak; karşı oyunlarla Prensesi etkilemeyi başaracak; kimliğini de açıklayarak Turandot ile evlenecektir.                     

Puccini'nin kadın karakterleri; genellikle seven, aşk acısı çeken ve bu acıların etkisiyle yaşamını yitiren kadınlardır. Turandot'ta ise bunun tersine; Turandot erkeklerden nefret eden, kalpsiz zalim bir karakterdir. Ancak yine bu eserde de aşkı reddederek doğaya karşı duran Turandot'a karşın bir başka kadın karakteri Liu ile aşkın yüceliği, vazgeçilmezliği vurgulanmaktadır. Puccini Turandot'u yazarken ölümle yarışmıştır. Eserin son iki sahnesini 'aşk düeti ve Çin Sarayı sahnesi' bitirememiş; eser, ölümünün ardından bıraktığı notlardan yola çıkılarak Franco Alfano tarafından bitirilmiştir. Dünya opera repertuvarının en başat yapıtlarından biri olan Turandot, bestecisi Puccini'nin en son ve en büyük eseridir.   

Turandot'u sahneye koyan Aytaç Manizade eserin sahnelenmesi ile ilgili olarak şunları söyledi: Kadın temelli bir öykü olması dolayısıyla, doğal olarak olayı kadın gözlüğümle içselleştirip sahneye aktarmam gerektiği düşüncesinden yola çıktım. Çok büyük bir eser, çok sayıda sanatçı ile sahneliyoruz. Bu nitelikteki eserleri programa almak cesaret gerektirir. İzmir Devlet Opera ve Balesi, otuz yıllık bilgi ve deneyim birikimi ile bunu programına almış; çok da güzel yapmış. Bu eseri sahnelemek -bir anlamda- benim de biriktirdiklerimi ortaya koyacak. Eserde, ne yazık ki masal çağlarından günümüze hep var olan kadına karşı zor kullanma eyleminin sonucunda oluşan kinin dışavurumu anlatılmakta. Turandot, Puccini'nın diğer eserlerindeki baş kadın karakterlerin aksine ölmemektedir. Buradan şu sonuca varmak belki yerinde olur; Turandot Puccini için de çok başka, çok büyük bir yapıt sayılmalı. Tunandot,  büyükannesinin yaşadığı tecavüz nedeniyle erkeklere karşı hissettiği kini, onları öldürterek intikam almakta; erkeler dünyasını inkar etmektedir… İnancım o ki; İzmirli operaseverler İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin otuz yılda eriştiği düzeyi görebilecekleri, bu düzeyden gurur duyacakları bir temsil izleyecekler.          

Eserlerinde, doğallık ve egzotizmi içgüdüleriyle harmanlayarak melodilerle ifade eden büyük besteci, yaşamı boyu 'aşk müziği' yazmıştır. Ona göre aşk, insanın sahip olacağı en yüce duygudur. Genellikle trajik eserler yazan Puccini'nin, yaşamı boyunca yazdığı on iki operadan sadece biri komedidir. Eserlerindeki gerçek ve inandırıcı dramatik melodilerin müzikseverler üzerindeki etkisi, ona dünya operasında çok ayrıcalıklı bir yer sağlamıştır. Duygu ile ezgiyi buluşturmadaki ustalığı, müzik var oldukça insanları etkilemeye devam edecektir.         

Turandot, 11 Şubat'taki prömiyerden sonra; 13 Şubat, 31 Mart, 2 Nisan ile 5 ve 7 Mayıs tarihlerinde yinelenecek. Turandot ayrıca; 14 Haziran 2012'de '19. Aspendos Uluslararası Opera ve Bale Festivali'nin Açılış Gösterisi olarak tarihi Aspendos Tiyatrosu'nda sahnelenecek.  


Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20