HABER

Orhun Orhon yönetimindeki İDSO'dan dört dörtlük konser

08.02.2013


Paylaş:

Şef Orhun Orhon yönetimindeki İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO) 8 Şubat 2013 tarihinde Lütfi Kırdar Konser Salonu'nda verdiği olağan konserde kemancı Bahar Biricik'e Ulvi Cemal Erkin'in Keman Konçertosu'nda eşlik etti. Konserin diğer eseri Beethoven'in Sekizinci Senfoni'siydi. Ben de, koca salonun her yerine dağılmış bir avuç sadık izleyicisiyle birlikte uzun bir süre sonra ilk kez bir İDSO konserindeki yerimi aldım. 

Evet, itiraf etmeliyim ki, İDSO'yu yakın dönemde pek az takip edebildim, ama eğer her olağan konserde bu seviyede çaldılarsa bugüne kadar çok şey kaçırmışım demektir. Vah ki ne vah! Yok eğer 8 Şubat tarihli konserde şahit olduğum üstün icra, en başta Orhun Orhon'un usta yönetimine çok şey borçluysa o zaman bu genç şefimizi ve tabi İDSO'yla vereceği konserleri bundan böyle daha yakından takip etmeliyim!

Konserin solisti Bahar Biricik'i ne çok olmuş dinlemeyeli… Öyle ki, en son neyi ne zaman dinlediğimi bile unutmuşum usta yorumcudan. Erkin'in, soliste gereğinden fazla görev yükleyen çağdaş konçertolar arasında ayrıcalıklı bir yere sahip olması muhtemel zorlu konçertosunda mükemmel bir performans çıkardı Biricik. Entonasyonu ne kadar da sağlamdı baştan sona, çift sesler ne kadar da pürüzsüzdü. Son bölüm Horon ise, bence abartılı olmayan, sağlam ve tutarlı bir tempoda, olması gerektiği gibi çalındı. Orhon yönetimindeki orkestranın eşliği dikkatliydi, solisti hiç bastırmadı. İkinci bölümün seremonyal havalı ağır temposu tül gibi çalınabildiği için solistin nüanslarını Lütfi Kırdar'ın mükemmel olmayan akustiğinde bile duyabildik. Horon'un çetrefil eşliğinin de altından mükemmelen kalkmayı bildi Orhon yönetimindeki İDSO. Solist ve orkestra, bravo'lar ve ısrarlı alkışlara eserin son bölümünden bir kesit çalarak teşekkür etti. 

İkinci yarıdaki eser, Beethoven'in Sekizinci Senfoni'siydi. Ne yalan söyleyeyim, programa baktığımda, ''keşke'' demiştim ''daha kallavi bir Beethoven senfonisi seçselermiş''. Ne bileyim, ilk bakışta, bestecinin bu muzip ve zararsız senfonisini ikinci yarıya yakıştıramamıştım belli ki! Bir de, yine itiraf etmeliyim ki, İDSO'nun bir klasik dönem senfonisi karakterindeki bu eseri hakkını vererek yorumlayacağı konusunda bariz kuşkularım vardı. Ama Orhon yönetimiyle, orkestra da yorumuyla beni fena yanılttı. İDSO'yu bir dönemsel çalgı topluluğu gibi tınlar buldum karşımda. Orhon'un yaylı ve üflemeli gruplar arasında kurduğu güzel denge, günümüz Beethoven yorumculuğunun geldiği noktayı iyi özetliyordu bana kalırsa. Senfoninin şakacı tarafını öne çıkaran es'ler, üflemeli soloları olması gerektiği gibiydi. Orkestra üyeleri Orhon'un yönlendirmelerini harfiyen uygulamaya samimi bir gayret içinde çabaladı ve ortaya çok güzel bir sonorite çıktı. Yaylıların gruplar halindeki entonasyonu parmak ısırtan cinstendi. Orhon da yaptığı işten keyif aldığını, podyumda sergilediği, izleyiciyi yormayan ve eserden rol çalmayan son derece ölçülü ve kontrollü beden diliyle gösterdi.

8 Şubat konserinin aklımda en çok kalan yönlerinden biri de İDSO ve Orhun Orhon arasında oluştuğunu gözlemlediğim kimya oldu. Orhon ve Orkestra birbirlerine karşı saygı ve sevgi duyuyorlar; müşfik ve sevecen bir alışveriş var aralarında. Senfoni biter bitmez Orhon derhal çalgı gruplarını alkışı kabul etmeleri için tek tek ayağa kaldırdı ki genellikle şefin ikinci gelişinde yapılır bu. Bu davranışı da şefle orkestrası arasındaki muhabbete yordum. Hepsi adına sevindim bu manzarayı görünce. Orkestra da genç şefine olan benzer muhabbet ve saygısını ikinci alkışta ayağa kalkmayarak ve şeflerini alkışlayarak gösterdi.   

Orhun Orhon bir sonraki İstanbul konserinde İDSO'yu 29 Mart'ta Fulya Konser Salonu'nda yönetecek. Bu çok özel ''kimyayı'' gidip yerinde izlemenizi öneririm.

Serhan Bali

Fotoğraf: Orhon Orhon


Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20