HABER

Hindemith ve Akses 77 yıl sonra, Ankara'da nasıl buluştu?

26.04.2013


Paylaş:

30.Uluslararası Ankara Müzik Festivali 25 Nisan gecesi, hem çok anlamlı, hem de çok kaliteli bir konsere evsahipliği yaptı. Ankara Üniversitesi Solistleri (AÜS), Alman çellist Johannes Moser'le birlikte, bu yıl ölümünün 50. yılında andığımız Paul Hindemith ile 14 yıl önce yitirdiğimiz Necil Kâzım Akses'i yeniden buluşturdu. Neden 'yeniden' diye sorarsanız, çünkü Türkiye'deki ilk konservatuvarın kuruluşuna danışmanlık yapan Hindemit'in Ankara'ya gelişlerinde en yakın yardımcısı Akses'ti... Ama bu kez buluşma aynı konserde iki bestecinin birer yapıtının seslendirilmesiyle oluşturuldu.  


Orhan Ahıskal ve Ellen Jewett (keman), Çetin Aydar (viyola) ve Sinan Dizmen'den kurulu AÜS, önce Akses'in 1946'da tamamladığı, 1. Yaylı  Çalgılar Dörtlüsü'nü seslendirdiler. Yücelen Dörtlüsü'nden sonra kimsenin eğilmediği yapıtı repertuarlarına alıp yurtdışında da seslendiren AÜS, kendi bestecilerimizin yapıtlarının canlı tutulması konusunda önemli bir görevi yerine getiriyor. Akses'in 'çoksesliliğin tonal bünyesiyle yerel müzikte tekseslilik içinde kullanılan modal bünyenin karışımı' olarak nitelendirdiği yapıtın derinlerden yüzeye doğru fışkıran makamsallığını başarıyla yansıttı topluluk...  

Johannes Moser ise Hindemith'in günümüzde pek az çalınan, deneysel yaratıcılığın sınırlarını zorladığı Solo Viyolonsel için Sonat'ını, büyük güçlükler içermesine karşın, hiç zorlanmadan, iyi bir ton yakalayarak seslendirdi. İkinci şakacı bölümdeki yüz ifadesi, yapıtı ne denli iyi özümsediğinin göstergesiydi.  

Konserin son yapıtı âdeta bir senfoni hacminde, büyük dikkat isteyen Schubert'in Viyolonsel ve Yaylı Çalgılar Dörtlüsü için Beşli'siydi. Yapıtın ilginç yapısı, ikinci bir viyolonselin bulunması, bir viyolonselin solo, diğerinin orkestra tınısı elde edilmesi amacıyla daha koyu tonlarda kullanılmış olmasından kaynaklanır.  Bestecinin ölümünden sadece birkaç ay önce tamamladığı, seslendirilişini göremediği bu yapıt tam bir oda müziği hârikasıdır. Tabii iyi çalınırsa...  AÜS, konuk çellistle birlikte yapıta müthiş yoğunlaşarak, çok iyi bir seslendirme çıkardılar. Yapıttaki ezgisel zenginliği, taşıdığı ruhu sergilerken, âdeta büyük bir orkestra gibi tınladılar. Topluluk genelde olumlu bir ton birliği sağladı. Çellist Sinan Dizmen'in ile Johannes Moser'in tam uyum içinde olduğu, birbirlerini gayet iyi kollayıp özellikle girişlerde tek çello gibi bütünleştikleri gözlendi. Belli ki, sayıca yeterli ve verimli provalar yapılmıştı... Bravo AÜS...  

En hoşuma giden ise, Ankara Üniversitesi'nin önceki ve şimdiki rektörlerinin konseri dikkatle dinlemesiydi. Rektör Prof. Erkan İbiş, üniversitenin yüzünü ağartan sanatçıları soyunma odasında teker teker kutladı.  

Şefik Kahramankaptan 


Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20