HABER

Şef ve solist Rus, çello Türk...

15.02.2014


Paylaş:

Yaylı saz yapımında önce İtalya 'daki Cremona ekolü gelir, ardından Fransız ve Alman luthiyelerin sazları sıralanır. Viyolonselde Stradivarius, Amati, Montagnana gibi tarih olmuş yapımcıların halen yaşayan yüzlerce yıllık sazlarını sıklıkla duyarız. Bunlara sahip olanlar ya da çalmaları için kendilerine tahsis edilmiş bulunanlar, övünçle özgeçmişlerine kayıt düşerler. Peki hiç Türk yapımı bir sazın, uluslararası ünlü bir müzisyen tarafından çalındığını duydunuz mu?

14 Şubat gecesi, CSO'da ünlü Rus viyolonsel sanatçısı Aleksander Rudin'in elinde, yepyeni, cilası parıldayan bir çello vardı. Rudin bu sazla Dimitri Kabalevski'nin 2 numaralı Op. 77 Viyolonsel Konçertosunu seslendirdi. Özgeçmişinde yazmıyordu ama, buradan açıklıyorum, bu 2013 bir Mehmet Yüksel çello idi. Mehmet Yüksel, özellikle çello yapımında uzmanlaşmış, sazın iç bölmelerinde yaptığı bazı değişikliklerle düşük volüm-küçük ses sorunlarını çözmüş Ankara'da çalışan bir luthiye. Üç yıl önce genç yaşında yitirdiğimiz Benyamin Sönmez de onun yaptığı sazlarla konçertolar çalmıştı. Her yıl çeşitli orkestralarla konser vermek için iki ya da üç kez Türkiye'ye gelen Rudin de Mehmet Yüksel'in sazlarını beğendiği için, bir süredir Türkiye konserlerinde bunları kullanıyor.

Dimitri Kabalevski'nin birbirine bağlı çalınan coşkulu üç bölümden oluşan, tel çekme tekniklerine özellikle yer verdiği konçertosunu Rudin, her zamanki sakin yaklaşımıyla ama parlak biçimde seslendirdi. Mehmet Yüksel'in çellosuna gelince, volümü yüksek, ses rengi de çalındıkça güzelleşecek cinsten. Rudin ve başka çellistler bu sazı sıklıkla kullanırlarsa, tınılarının biraz daha yumuşayıp güzelleşeceğine kuşku yok. Konserden sonra Rudin'e de saz hakkındaki düşüncelerini sordum, ' Çok güzel, üstelik de Türk sazı' vurgusunu yaptı.

Konserde CSO'yu Rus Svetlanov ekolünden gelen Aleksander Vakulski yönetiyordu. Vakulski'yi Ankara'ya ilk kez geçen yıl 30. Uluslararası Ankara Müzik Festivali'nin açılış konserini yönetmek üzere SCAMV getirtmişti. Orkestra o denli memnun kalmıştı ki, hemen bu yıl için el sıkışılmıştı. Rozdestveski, Panula gibi baget kullanmayan ama elleriyle tüm orkestraya egemen olan Vakulski, girişte Glinka'nın bizim orkestraların sıklıkla seslendirdiği 'Ruslan ve Ludmilla' uvertürünü çaldırdı. İkinci yarıda ise Stravinski'nin Petruşka bale süitini seslendirdi. Özellikle Petruşka'da gruplararası dengenin ustalıkla oluştuğuna, yaylı ve üflemelilerin bütüncül, yuvarlak bir tını elde ettiğine tanıklık ettik. 1. sınıf bir şef olan Vakulski'yi, Ankara'da sadece CSO'da değil, BSO ile de görmek isteriz.

Şefik Kahramankaptan // Yansımalar // 14.02.2014


Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20