01.08.2014

1968 senesinden beri tanıdığım Ayşegül Sarıca ile uzun yıllar boyunca piyano çalışma fırsatı buldum. Çok anlayışlı, sabırlı, öğrenciyle aralıksız 2 buçuk saat boyunca sıkılmadan çalışan; eseri pedal, nüans, ritmik yapı gibi en ince detaylara kadar çalıştıran, deşifre aşamasında gayet yavaş çalınmasını isteyen, detaylı çalışması bittikten sonra teknik çalıştıran; bütünlüğünün kavranabilmesi ve yorumu için eserin tarihsel arkaplanını anlatan ve her döneme ait bestecinin stiline hakim olan Sarıca, öğrencinin tuşe, yorum, sonorite, teknik gibi birçok yönden doğru stilde çalmasını ister. Neticeye ulaşıncaya kadar öğrenciyle yılmadan çalışır. Yeni bir eser üzerinde, öğrenciyi nasıl yukarda anlattığım titizlikte çalıştırıyorsa, kendisi de aynı sistemde çalışır; ki ben buna prelüd, sonat ve konçertoları beraber çalışırken bizzat şahit oldum. Olağanüstü yumuşak tuşesi, çaldığı bestecinin stiline ve eserin detaylarına sadık müthiş bir yorum gücü olan, üst düzey bir seviye tutturan ve hiçbir zaman bu seviyenin altına düşmeyen bir piyanistliği vardır Sarıca'nın. Dürüst, sabırlı anlayışlı ve gayet mütevazı bir kişilik yapısına sahip olan Sarıca; hiçbir zaman kırıcı olmayan, nefsini törpülemiş, olağanüstü bir sanatçıdır.