Nedir bu yeni oluşum, adını nereden alıyor? Ceyhan ve Fatma Olten, ODTÜ'lü iki mühendis, İzmir'de enerji alanında bir şirketleri var. Müzikseverliklerini dinleyici olmanın ötesinde katkıda bulunarak göstermeye karar vermişler. Bu yıl, İzDSO üyesi Akgün Çavuş'un eşgüdümcülüğünde oluşturdukları Filarmoni Sanat Okulu, değişik dallarda müzik eğitimi vermeyi amaçlayan sivil bir müzik kursu. Oluşumun diğer ayağı dört genç kadrolu müzisyenle oluşturulan Olten Quartet. Okulun geliriyle bu yaylı çalgılar rörtlüsünü, özellikle müziği halkın ayağına götürme projelerinin finansmanında kullanmayı amaçlıyorlar. Olten Filarmoni ise, bu dörtlüye, İzmir'deki değişik kurumlardan ve 'işsizler' arasından seçilmiş müzisyenlerin takviyesiyle oluşturulan bir yaylı çalgılar orkestrası. 

Ceyhan Olten, amaçları sayarken bunlardan birinin genç müzisyenlerin istihdam sorununun çözümüne katkıda bulunmak ve köy,kasaba, üniversite dolaşıp müziğin aydınlık yüzüyle insanları tanıştırmak olduğunu özellikle vurguluyor. 

Tanıtım konseri iki bölümden oluşuyordu. Fatma Olten'in kısa sunu konuşmasından sonra, Olten Quartet ilk bölümde, Robert Schumann'ın piyanolu beşlisini, İbrahim Yazıcı'nın piyanistliğinde seslendirdi. Olten Quartet, dördü de 1987 doğumlu, yetenekli genç çalgıcılardan oluşuyor. Yaz aylarında Ege'nin kasabalarında dolaşıp konser vermeye başladılar bile… Kemanda Zeynep Simge Acunaz ve Gülce Karagözcük, viyolada Ercan Atasoy, viyolonselde Beste Başçı şimdiden uyumlu bir çalışmanın içinde olduklarını gösteriyorlar. Şef İbrahim Yazıcı ise, her fırsatta bir Nimet Karatekin öğrencisi olarak piyanoda iddiasını da sergilemekten özel bir zevk alıyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait AASaygun Konser Salonu'nun iyi akustik ortamında Schuman Beşli iyi tınladı.  

İkinci bölümde bu kez Olten Filarmoni şef İbrahim Yazıcı yönetiminde, günümüzün yükselen kemancılarından Saşa Rozdestveski'ye eşlik etti. Rus müzik hayatının yaşayan efsanelerinden kemancı-şef Vladimir Spivakov'ın oğlu, şef Genadi Rozdestveski'nin de nüfusuna aldığı manevi oğlu olan kemancı, Vivaldi'nin barok dönem şaheseri Dört Mevsim konçertosunu gayet parlak biçimde icra etti. Orkestra, şef Yazıcı'nın yönetiminde sanki yıllardır birlikte çalan bir yaylılar grubu gibi bütüncül, uyumlu bir eşlik çıkardı. 

Salonu son koltuğuna kadar dolduran İzmir dinleyicisi ise, müzisyenlerin  yoğunlaşmasını bozmak, dikkatlerini dağıtmak için elinden geleni yaptı! Daha Schumann Beşli'den itibaren her bölüm arasında bastılar alkışı! Pet şişe çatırtıları işin cabasıydı! Ancak toplamı 12 bölümlü Dört Mevsim konçertosunun ortalarına doğru, solist ve şefin alkışlara yüz vermemesinden olsa gerek, uyanıp salonu müzik dinlenebilir sessizliğe büründürdüler. 

İzmir'deki bu yeni sivil müzik girişimini gönülden kutluyor ve başarılar diliyorum. Umarım, istikrarlı biçimde projelerini ilerletebilir, amaçladıkları katkıları sağlayabilirler.

Şefik Kahramankaptan // 11.12.2013 // Yansımalar