HABER

Can Çakmur: 16 yaşında bir fırtına

28.02.2014


Paylaş:

Bu tempo ve azimle devam ederse, müzik camiası fırtına gibi yeni bir piyanist kazanıyor. Aslında şu anda kazanmış durumda ama, gene ihtiyatla bir açık kapı bıraktım. Uzun süredir izlemekte olduğum Can Çakmur'u, 27 Şubat akşamı, Lüksemburg Büyükelçiliği'nin davetiyle Çankaya Belediyesi Çağdaş Sanatlar Merkezi'nde verdiği resitalde bir kez daha dinledikten sonra bu kanımı açıklıyorum.

Önce bakalım, Can Çakmur kimdir? Henüz 16 yaşında ve ODTÜ Koleji öğrencisi. Hiç konservatuvar öğrencisi olmadı. Türkiye'deki hocası Emre Şen ve Belçika'da Prof. Diane Andersen ile okulunun izin verdiği ölçüde dönemsel olarak çalışıyor, armoni ve form bilgisi derslerini de Leyla Mamedova Bekensir ile sürdürüyor. 2010'da Belçika'da finalist olduğu yarışma ona pek çok yabancı hocanın ustalık sınıflarına katılma yolunu açtı. Uluslararası Roma Piyano Yarışması'nda 2011'de ikinci, 2012'de birinci oldu. 2013'de Mersin'deki Kamuran Gündemir Yarışması'nda ikinciliği elde etti. Bir yıldır Güher Süher Pekinel kardeşlerin yönettiği 'Dünya Sahnelerinde Genç Yetenekler' projesi kapsamına alınmış durumda. Paris'te Schola Cantorum konservatuarı sınavlarında dört yıl sınıf atlatıldı ve bu yıl 'Diplome de Virtuosite' sınavına girecek.

Can bu dinleti için hayli ağır sayılabilecek bir izlence hazırlamıştı. İlk yarıda L.V. Beethoven'in uzun, teknik güçlüklerle dolu Waldstein sonatını (No: 21, Op. 53) seslendirdi. Ardından Adnan Saygun'un Aksak Ritimler Üzerine On Etüd'ünden

ilkini ( No:1, Op.38) çaldı. İkinci yarıya R. Schumann'dan gene hayli uzun ve iniş çıkışlı bir yapıt olan 5 bölümlük Faschingsschwank aus Wien'i (Op.26) ile başladı, noktayı F. Liszt'in Ballade'ıyla (No:2) koydu. Yoğun alkış karşısında, hiç dışarı gidip gelip nazlanmadan hemen oturarak bis olarak da Schubert'in ses ve piyano için yazdığı Erlkönig başlıklı parçaya Liszt'in yaptığı piyano trankripsiyonunu seslendirdi. Bu fırtına gibi resital, doğaldır ki fırtına gibi alkış aldı. Konuk büyükelçiler, eşleri şaşkınlıkla bakıştılar birbirlerine... Sanırım Avrupa'nın minik ülkesi Lüksemburg'un büyükelçisi Arlette Conzemius'un da durumndan göğsü kabardı.

Seslendirdiği parçalara getirdiği olgun yorum, yazılış amaçlarıyla kurabildiği bağlantı, içlerindeki felsefeyi yansıtışı, doğrusu 16 yaşın çok üzerinde bir düzeyi yansıtıyor. Peki Can bunu nasıl sağlıyor? Kendisinin bizzat kaleme aldığı program notları, Can'ın kol-bilek-parmak kuvvetinin ötesinde kafasını çalıştırdığını, okuduğunu, okuduklarını hazmettiğini gösteriyor. Doğaldır ki, tüm bunlar program seçişine, yorumuna da yansıyor. Görüyoruz ki Can, okuldaki derslerini ihmal etmeden, yaşamını tümüyle müziğe ve piyanoya adamış durumda. Ailesi de, onun bu seçimini destekliyor ve oğullarının arkasında duruyor. Can'ı buradan tekrar alkışlıyor, yolunun açık olmasını diliyorum.

Gelelim bu dinletinin Lüksemburg bağlantısına... Başında ODTÜ öğretim görevlilerinden gazeteci-yazar Doğan Tılıç'ın bulunduğu, tüm gazeteci derneklerinin içinde yer aldığı G-Dokuz platformu, yüzüncü genç gazeteciyi bilgi-görgü kapsamında seminerlere katılmak amacıyla Lüksemburg'a göndermiş durumda. Tılıç, Lüksemburg'un bu desteğini, bu konserle 'taçlandırdığını' söyledi. Doğrusu bu benzetme yakıştı, çünkü bizim genç piyanist Can, tıpkı Türkiye'deki hocası Emre Şen'in yıllar önce göründüğü gibi bir 'küçük prens'e benziyor.

Şefik Kahramankaptan // Yansımalar // 28.02.2014

YORUMLAR


Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20