Konser-Opera

Renk ve ezgi zengini Tura Keman Konçertosu

22.05.2015


Paylaş:

Bazen bir eseri merak edersiniz ama denk düşürüp dinleyemezsiniz. Bu yıl 81. yaşını kutlayan, Türk ve Batı müziğini en iyi kaynaştıran bestecilerimizden biri olan Yalçın Tura’nın Keman Konçertosu böyle merak ettiğim bir eserdi. 1995’te Ankara’da, o zamanki adıyla BASSO, 2007’de İstanbul’da CRRSO ile seslendirilmişti. Ama ikisini de yakalama olanağı bulamamıştım. O yüzden 21 Mayıs gecesi için CSO’nun programını çok önceden not almıştım.
 
Şef Orhun Orhon yönetimindeki CSO, bu konserde iki genç üyesine eşlik ediyordu. Başkemancı sandalyesinde Menevşe Aydoğdu vardı. Yalçın Tura’nın keman konçertosunu, 1. keman grubu üyesi oğlu Hasan N. Tura seslendirecekti. Hasan Tura, 2014-2015 sezonunu gerek besteci, gerekse kemancı ve şef kimlikleriyle hayli yoğun ve başarılı geçirdi. Solo keman etkinliklerini bu icra ile kapatacaktı.
 
Yalçın Tura’nın klasik hızlı-ağır-hızlı konçerto formundaki eserinin bu denli ezgisel zenginlik içereceğini doğrusu düşünmemiştim. Tura’nın besteci olarak buluşçuluğu, yaratıcılığı malûm. Ama keman konçertosunu öyle değişik temalarla donatmış, Türk makamsallığı ile Batı çalgılarını öyle ustalıkla kaynaştırmış, solo kemana da öyle zor ama renkli roller biçmişti ki, süre olarak hayli uzun olan konçertonun neredeyse bitmesini istemedik.
 
İki iyi birbirini bulunca
Hasan Tura, hayli sıcak salon ve üzerindeki frakın da etkisiyle ter dökerek, zor ve uzun eseri mükemmel bir icra kalitesiyle sundu. Eserdeki hem Anadolu, hem eski İstanbul esintileri içeren, makamsal geçişlerle bezeli, eşlikli bir keman taksimi niteliğindeki ağır bölümü, hem incelikli yazısı, hem de icra kalitesi olarak çok beğendim. Tahta üflemeliler ile kornoların ve obuaların buradaki katkıları önemliydi.
 
Yalçın Tura Keman Konçertosu’nun hızlı tempodaki uzun birinci ve son bölümlerinde de solist, tüm dikkat ve becerisiyle ilgi çekti. Birinci bölümde, pekâla kemancıların bağımsız solo olarak çalabileceği nitelikteki kadansta, teknik güçlükleri günlük gam çalışması yaparcasına rahatlıkla ve güzel bir tonla çaldı. Tura ve Orhon birbirlerini içtenlikle kutladılar.
 
Hasan, sonunda sahneden inerek babasını oturduğu yerde kutlayıp sahneye getirdi. Coşkulu alkış, besteci, solist, şef ve orkestra içindi.
 
Eşlikte de orkestra sezon sonu olmasına karşın, diri ve bütüncüldü. Şef Orhun Orhon’la iyi bir diyalog kurdukları anlaşılıyordu. Orhun Orhon’u eseri iyi öğrendiği, az provayla orkestrayı bu konsere hazırladığı ve elde edilen sonuç için, CSO’yla birlikte kutlamak gerek.
 
Bakırlara bravo
Kutlamayı hak edenler arasında özellikle iki gün önce Brass Filarmoni ile üstün efor sarf etmiş bakır üflemeli çalgıcılarını saymadan geçmeyelim. O yorgunluk üstüne, bu eseri bir prova ve sabah bir genel provada çaldıktan sonra akşama konserde başarılı etkinlik gösterdiler. Örneğin trompet grubunda Cem-Onur Sevgi kardeşler ve Kutay Maktay, Brass Filarmoni’de 6 trompetin üçü olarak gene yan yana oturuyorlardı. Başta Şostakoviç’in Trompetli Piyano Konçertosu olmak üzere solistik etkinliklerden hep yüzünün akıyla çıkan Cem Sevgi, CSO sınav açarsa trompet grubunun şef yardımcılığı ve ardından şefliği için öncelikli aday.
 
Şenler’in parlak Rokoko’su
Konserin ilk yarısında, orkestranın en sempatik ve genç üyelerinden iyi çellist Onur Şenler, P. İ. Çaykovski’nin viyolonsel edebiyatının vazgeçilmezlerinden Bir Rokoko Teması Üzerine Çeşitlemeler’ini seslendirdi. Ta ADK öğrenci orkestrasından itibaren yeteneği ve çalışkanlığıyla dikkati çeken Şenler, Çaykovski’nin kendi yarattığı süslemeci Rokoko temasındaki renk ve incelikleri iyi bir tonla ortaya çıkardı. Sadece dinleyicinin değil, orkestra üyelerinin de coşkulu alkışını aldı.
 


Birkaç not
Konserle ilgili birkaç not da paylaşayım:
Önce yönetimi ilgilendiren önemli bir eksiklik: Orkestranın geleneğine göre, 21 Mayıs’ta özellikle seçilmiş iki genç solistle verilen bu konser, “19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı” konseriydi. Ama program kitapçığına bununla ilgili ibare yerleştirilmemişti. İçinde yaşadığımız dönemde bu tür eksikliklerle dinleyicilerde kuşkuya yol açmamak gerek.
 
***
 
Olumlu bir haber: Viyola grubunun kıdemlisi Selim Öğüt geçirdiği omuz ameliyatından sonra nekahat dönemini tamamlayarak rahlesine döndü.
 
***
 
Bir emeklilik: Orkestranın emektar protokol görevlisi Arif Ülker emekliye ayrılmıştı. Fahri olarak bir süre daha hizmet verdi ama sonunda yasal statüsüne geçerek orkestradan ayrıldı.
 
***
 
Çıkışta arkada kamyon, CSO’nun enstrüman kutularını yüklemeye başlamıştı. CSO 24 Mayıs’ta 14. Uluslararası Mersin Festivali’nin 1. Şef Vekili Selman Ada yönetiminde kapanış konserini yapacak. 

BENZER HABERLER


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20