SÖYLEŞİ

Deniz Köseler ile samimi bir sohbet...

30.11.2018


Paylaş:

20 yılı aşkın süredir müzik dünyamıza hizmet veren müzik eğitmeni Deniz Köseler, öğrencilerinin müzik aracılığıyla yaşamla bağ kurmalarını, armonik bir dünyadan hayata bakarak çok boyutlu düşünebilmelerini sağlamaya çalışıyor. Çalışmalarını KentSanat Akademi bünyesinde sürdüren Köseler, öğrencileriyle birlikte öğrenerek, öğreterek ve paylaşarak sanatsal üretimlerde bulunmaya devam ediyor.

 

Okuyucularımızın sizi daha yakından tanımaları için biraz kendinizden bahseder misiniz?

 

Klasik gitar eğitimime İstanbul Avni Akyol Güzel Sanatlar Lisesi'nde Melih Güzel ile başladım. Ardından dört yıl boyunca Savaş Çekirge ve Hüsrev İsfandiyaroğlu ile MSM'de akademik düzeyde gitar çalışmalarıma devam ettim. Mezuniyet sonrasında Ahmet Kanneci, Alirio Diaz, Ricardo Moyano, Carlos Bonel ve Misak Torosyan ile pek çok workshop, masterclass çalışmalarında bulundum. Birçok özel okul ve kuruluşta klasik gitar öğretmenliği yaptım ve çok sayıda sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak görev aldım.

 

Yirmi yılı aşkın süredir ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmalar yapıyor ve gerçek müzisyenler, müzikseverler yetiştirmeye çalışıyorum. 2000'li yılların başından bu yana ABRSM Royal Akademi Sertifika programına öğrenciler hazırlıyorum. Öğrencilerimin yalnızca solo performanslar da değil, orkestra çalışmalarıyla ortaklaşa sanatsal üretimde bulunabilmelerini önemsiyorum.

 

 

Sizin döneminizde verilmekte olan eğitimle günümüzde verilen eğitimi karşılaştıracak olursak, bu konuda neler söylemek istersiniz?

 

20 yıl önceki dönemin imkanlarıyla günümüzdeki imkanlar arasında oldukça büyük fark var. Eski günlerde, hem kaynakların sayısı az hem de istenilen kaynaklara ulaşmak zaman alabiliyordu. Günümüz teknolojisinin müzik dünyasına bu manada büyük katkısı oldu.

 

Eğitim bağlamından bakacak olursak, ülkemizde geçmiş nesillerin yetiştirdiği çok kıymetli müzik eğitmenlerimiz var. Bizler de müzik eğitimi esnasında almış olduğumuz öz disiplini kalbimizdeki sevgi beraberinde öğrencilerimize aktarmaya çalışıyoruz.

 

Neden gitar? Enstrüman seçiminiz nasıl oldu? Konser gitaristliği yerine eğitim vermeyi neden tercih ettiniz?

 

Aslında enstrümanımı ben seçmedim, enstrümanım beni seçti demek daha doğru olacak. Çok çalışkan bir öğrenciydim, gitarı ilk elime aldığım günden beri bırakmadım diyebilirim. Kendimi gitarla ifade edebildiğimi idrak ettiğimde, müziği konserlerde müzikseverlerle paylaşmak yerine yeni nesile müzik sevgisi aşılayarak öğretmeyi tercih ettim ve mesleğimi çok seviyorum.

 

Türkiye'de gitar eğitimi hakkında neler söylemek istersiniz ve KentSanat Akademi'de uyguladığınız eğitimler hakkında biraz bilgi verir misiniz?

 

İyi niyetli pek çok girişimler var, ancak bu girişimler ülke şartlarıyla da paralellik göstermeli. Sadece özel girişimlerin çabasıyla değil, devletimizce bir kültür sanat politikasının oluşturulması gerek...

 

KentSanat Akademi rastlantısal olarak bir araya gelmiş, üç kelimeden oluşmuyor. Neden kent, çünkü büyük bir metrolpolde yaşıyoruz. Kentin tüm seslerini kullanarak yerel ve evrenseli buluşturmaya, çağdaş ekolleri bünyemize katarak bugünün müziğiyle yarınlara örnekler sunmak için çabalıyoruz. KentSanat Akademi'de müzik diğer sanat dalları arasında önemli bir damar ve sanatın sağaltıcı gücünden yararlanarak inter-disipliner bakış açıları oluşturmaya çalışıyoruz.

Akademi neden akademi? Akademik bir akıl ve kavrayışla, eldeki tüm kaynaklardan yararlanarak yeni metodlar bulma, geliştirme, üzerine düşünme ve tartışma zeminleri oluşturma gayretindeyiz.

 

Öğrencilerinizi sahnede çalarken izlediğinizde neler hissediyorsunuz?

 

Öğrencilerimi sahnede izlerken onlar kadar heyecanlanıyorum, harika bir duygu.

 

Müzik eğitiminin toplumsal önemi hakkında neler düşünüyorsunuz? 

 

Nasıl ki şiir, roman gibi edebi sanatlar sözün ve sözler yoluyla yaşamın estetize haliyse, müzik de yaşamın sesler yoluyla estetize hali... Bir anlamda bireyin ve toplumun kendini ifade ediş şekli. Bundan hareketle, bunun eğitimin konusu olması, öğrencilerin armonik bir dünyadan yeni şifrelerle dünyaya bakabilmesini sağlıyor.

 

Her müzik eğitimi alan kişinin meslek olarak müziği seçmesi gerekmiyor. Burada bir örnek vermek isterim. Mesela Albert Einstein keman çalıp resim yapabilen bir bilim insanıydı, sesler ve renklerin dünyasından bakabiliyor olmasının kuantum fiziği konusunda keşifler yaparken kendisine katkı sağladığını düşünüyorum.

 

Anne ve babalara önerileriniz nelerdir? Keşke tüm ebeveynlere söyleyebilseydim dediğiniz bir şeyler var mı?

 

Çocuklarla beraber müzik dinleyip, konserlere gitsinler. Bunu bir görev olarak değil keyif alarak yapabilmeyi öğrensinler. Hatta ailece kendi müziklerini yapabilmeye çalışsınlar.



Ahu Ünalp

BENZER HABERLER

    YORUMLAR


    Akçaağaç Sok. Görhan Apt. No: 1/1A Acıbadem Üsküdar / İSTANBUL | T: 0532 343 9328 | F: 0216 326 39 20