24.08.2020
Henüz 13 yaşında olmasına karşın uluslararası bale yarışmalarında kazandığı ödüllerle dikkat çeken Ela Kaner’le baleyle tanışma ve eğitim süreçleri ile yarışma deneyimlerini ve geleceğe dair planlarını konuştuk.
Seni ilk keşfeden sanatçılardan birinin bale sanatçısı Hülya Aksular olduğunu ve üç buçuk yaşından bu yana bale eğitimi aldığını biliyoruz. Ondan önce kim ya da kimler senin yeteneğinin farkına vardı ve seni bu sanata yönlendirdi?
Sanatçı bir aileden geliyorum. Halam ve teyzem geçmişte klasik bale ve modern dans eğitimi almış olan, çok iyi dansçılardı. Babam, MSGSÜ Devlet Konservatuvarı’nın müzik bölümünden mezun olmuş. Annem ise bale ürünleriyle ilgili, dünyada bilinen birçok markanın Türkiye temsilciliğini yürütüyor. Küçük yaşlardan itibaren sanatla iç içe büyüdüm, ancak balenin yeri her zaman ayrıydı, dans etmek küçüklüğümden beri benim için bir tutkuydu.
Baleye başladıktan kısa bir süre sonra okulun artistik jimnastik takımına seçildim. Türkiye Artistik Jimnastik Şampiyonaları’nda lisanslı sporcu olarak yarıştım, okullar ve kulüpler kategorilerinde birçok birincilikler ve madalyalar kazandım. Baleyi meslek olarak seçmek ise tamamen benim kendi kararımdı. Baleye Hülya Aksular’la başlamasaydım, gelecekte profesyonel bir balerin olmayı kariyer olarak seçmeyebilirdim. Hayatımın dönüm noktalarından belki de en önemlisi Hülya Aksular’la yollarımızın kesişmesiydi.
Yarışmalarda kazandığın başarılar devamında neleri getirdi? Başarılarının ardında senin dışında hangi isimlerin etkisi oldu?
Öncelikle katıldığım yarışmalardaki en önemli kazanımın potansiyelimi keşfetmek olduğunu düşünüyorum. Çünkü ilk başlarda çekinerek gittiğim organizasyonlardaki dansçıları izledikçe, Türkiye’de aldığım bale eğitiminin -genel seviye olarak- diğer ülkelerden aşağıda olmadığını gördüm ve bu durum yarışmalarda motivasyonumu ve özgüvenimi yükselten en önemli faktörlerden biri oldu.
Katıldığım yarışmaların uluslararası bale camiasını bir araya getirerek, dansçıların, öğretmenlerin ve okulların birbirleriyle iletişim kurmasına olanak sağladığını fark ettim. Buna örnek olarak, Üsküp’te düzenlenen Stage 2019 Uluslararası Dans Yarışması sonrasında Fındıkkıran’da Küçük Clara rolünü oynamam için Kuzey Makedonya Devlet Opera ve Balesi’nden resmi davet almamı sayabiliriz. Bizim yaşlarımızda yurt dışında bir toplulukla derslere girmek bile büyük bir hayalken, bir Avrupa devlet balesiyle aynı sahneyi paylaştığıma ve üstelik küçüklüğümden beri en sevdiğim bale karakteri olan Clara rolünü oynadığıma hâlâ inanamıyorum.
Ayrıca İtalya’daki Youth American Grand Prix yarı finallerinde modern dalda kazandığım birincilik ve klasik dalda Top 12’ye seçilmiş olmam sebebiyle New York’ta yapılacak finallere davet edildim. Böylesine büyük bir organizasyonda yer almak gerçekten çok heyecan verici olacak.
Hayallerimin peşinden gitmem için beni cesaretlendiren ailemin desteği olmadan asla başaramazdım.
İlk bale öğretmenim olan Hülya Aksular’la başlayan bale yolculuğuma, İstanbul Üniversitesi Devlet Konservatuvarı’nda ve değerli öğretmenlerim Madam Natali Arobelidze ve Gizem Tokgöz’ün bale sınıfında devam ediyorum. Gürcistan balesinin yetiştirdiği en önemli sanatçılardan biri olan Madam Natali Arobelidze’ye tüm bilgi ve birikimini bizler gibi genç dansçılara aktarmayı seçtiği için büyük saygı duyuyorum.
Gelecekteki eğitim ve sanat yaşamın açısından tercihlerin ne yönde olacak?
İtalya’daki yarı finaller sonrasında, Avrupa’nın önemli bale okullarından biri olan Ballettschule Theater Basel’den lise öğrenimimi İsviçre’de sürdürmem için tam zamanlı bir devlet bursu teklifi aldım. Gelişimim ve gelecekteki kariyerim açısından bu teklifin önemli olduğunu düşünüyorum. Aslında İstanbul’daki hayatımdan da oldukça memnunum. Kaliteli eğitim veren iyi bir okula, çok iyi öğretmenlere ve harika bir aileye sahibim. Benim için kolay bir seçim olmayacak. Şu an tamamen New York’taki finallere odaklanmış durumdayım, kararımı muhtemelen döndükten sonra vereceğim.
Genç bir bale öğrencisi olarak ne gibi düzenli çalışmalar yürütüyor ve hangi hususlara dikkat ediyorsun?
Güne okuldaki bale dersleriyle başlıyoruz, haftanın altı günü bale ve kültür derslerine giriyoruz. Sonrasında çoğu zaman temsil provalarımız oluyor. Kalan zamanlarda da baleyle ilgili bireysel çalışmalarıma devam ediyorum.
Yarışma veya temsil dönemlerinde fizik tedavi uzmanı eşliğinde düzenli çalışmalar yapıyorum. Genelde sakatlandıktan sonra yapılan bu tür çalışmalar, düzenli olarak yapıldığında sakatlanma riskini aza indiriyor.
Önemli isimler tarafından verilen yaz kampları, ustalık sınıfları gibi eğitim çalışmalarının da çok faydalı olduğuna inanıyorum.
Senin gibi dansa yetenekli kardeşlerin ve onların ailelerine genç yaşta büyük başarılar kazanmış, geleceğin bale yıldızı olarak neler önerirsin?
Geçtiğimiz günlerde okuduğum ve çok beğendiğim “Başarı size gelmez, siz ona gidersiniz” sözünden yola çıkarak, ne olursa olsun pes etmemelerini ve kendilerine güvenip çok çalışmalarını tavsiye ediyorum. Sahneye çıktıklarında tüm zorluklara değdiğini görecekler.
Tüm dansçı kardeşlerime buradan başarılar diliyorum. Umarım gelecekte bir gün hepsiyle aynı sahneyi paylaşırız.
